Page 10 of 13

Posted: Mon Oct 02, 2006 5:35 am
by Ismail Gezer
I. Adnan Paşa: Sezon sonuna kadar hocamızla beraberiz, mükemmel bir uyum içinde çalışıyoruz..
Serhat sordu: Yöneticiler genelde, hocamızın arkasındayız diyorlar, bir-iki kötü sonucun ardından bu sözlerini unutup hocalarını yolluyorlar, siz bu kadar kesin konuşarak kendinizi bağlamıyormusunuz? dedi
I. Adnan Paşa: Hayır, hatta sözleşmeyi uzatmayı bile düşünüyoruz...

:D :D
Ozgur Huseyinoglu wrote:
Tolga Girici wrote:Ismail, Adnan Gerets hakkinda ne dedi? Hocamizin arkasinda miyiz, onunde miyiz?
Kundeye mi getirdik, arkasina dolanip 2 puan mi aldik?... :D

Posted: Thu Oct 05, 2006 4:17 am
by Ismail Gezer
Arda, hayatının en kritik dönemecinde..

Arda'yı ilk kez Fatih Terim oynatmıştı, ikinci kez göreve geldiği yıl, hazırlık maçlarında.. Gözüme çarptı.. Ama Terim onu ligde unuttu. Devre arasında gene oynattı.. Bu defa "Müthiş bu çocuk" dedim artık.. Ama Terim bir daha oynatmadı. Gitti. Hagi geldi.. Durum gene ayni.. Hazırlık maçlarında var. Hem de harika var, ama Hagi'nin gözünde yok.. Kenarda bile kalmadı..
Bu sırada ben, köşemde ve 90 Dakika'da bağırmaya başladım..
"Elinizde 10 Ribery edecek bir yetenek var, oynatmıyor, Ribery diye ağlıyorsunuz" diye.. Kimse umursamadı. Yeni hoca Gerets de..
Arda oynatılmayacağını anlayınca "Beni yollayın" dedi.. Manisa'ya gitti oynamak için, Vestel'e.. Orada başarılı bir sezon geçirdi, kiralık olarak. Sezon sonunda dönerken Gerets gene burun kıvırdı..
"Şart değil, olsa da olur, olmasa da.."
Yeni Futbol Sorumlusu Adnan Polat bastırdı..
"Kadroda kalacak, ister oynat, ister oynatma.."
Gerets onu bir maçta oynatmak zorunda kaldı.. Arda öyle bir oynadı ki, bir daha kesemedi.
Arda, Galatasaray ilk onbirine, kelimenin tam anlamı ile söke söke girdi.
Girdiği andan itibaren de benim "Elinizde 10 Ribery edecek bir yetenek var, ağlamayı kesin ona bakın" deyişimin ne kadar doğru olduğunu kanıtlamaya başladı.
Şimdi Galatasaray, hatta milli takım 11'indeki yeri garanti görünüyor..
Acaba öyle mi?..
Arda çok kritik bir dönemeçte.. Bu dönemi iyi kullanırsa, Avrupa çapında bir futbol yıldızı olur.. Kullanmazsa, adı Gündüz Kılıç'ın o hala unutmadığım listesinin başına yazılır ve unutulur gider..
"Olacağı kadar olamayanlar!.."
Arda, Terim ve Hagi zamanında ve ardından Vestel'de 2 numarada oynadı.. Modern futbolda hücum sağ beki.. Yani sağ kanatta saha boyu oynayan oyuncu..
Çok da iyi oynuyordu..
Bir gün Mehmet Demirkol'la Arda'nın yeteneklerini tartışıyorduk..
Mehmet, "Hıncal Ağbi" dedi, "Arda'ya dikkat ettin mi?.. Gövdesi uzun, ama bacakları kısa.. Bu yüzden herkesten fazla adım atmak zorunda kalıyor ve herkesten önce yoruluyor.. 60'ıncı dakikalardan sonra Arda'ya bak, nasıl kayboluyor sahadan?.."
Galatasaray ve milli takımın maçlarında dikkat etmeye başladım..
Mehmet haklı.. Oyunun sonunu getiremiyor Arda.. Üstelik, artık 2 numarada, yani saha boyunca değil, ofansif 11 numara, yani sadece yarım sahada oynadığı halde.. Gerek Gerets, gerek Terim ona savunma görevi vermedikleri halde, maç sonundaki Arda ile başlayan arasında çok büyük fark var, aleyhte..
Şimdi madde 1.. Arda 90 dakika oynamazsa büyük futbolcu olamaz.. Bunun iki yolu var.. Ya kondüsyonunu geliştirecek, 90 dakikaya dayanıklı hale gelecek, ya da Demirkol'un dediği gibi, yorulmasının sebebi fizyolojik ise, 60 dakikalık gücünü ekonomik kullanmayı ve bunu 90 dakikaya yaymayı öğrenecek.. Hagi gibi.. Galatasaray'ın unutulmaz ustasının hele son yıllarında 45-50 dakikalık gücü vardı, ama bunu oyuna öyle yayar, öylesi çaktırmadan kendisini sahada unutturup aktif dinlenme yapardı ki, 90 dakika biterken hala en "Ayakta" futbolcu o olurdu.
Arda'nın 90 dakika ayakta kalan futbolcu olmasına, teknik yönetim de katkıda bulunmalı. Özel kondüsyon ve taktik idmanları vererek. Gerets ekibi bu güçte mi?.. Sanmam.. Arda'daki sorunu fark ettiklerini bile sanmıyorum.
İkinci maddeye gelelim şimdi.. Bireysel taktik.. Bireysel taktiği bilmeyen oyuncu büyük futbolcu olamaz.
Bireysel taktik, top daha kendisine gelirken (Geldikten sonra değil, o zaman çok geç olur. Futbolun en önemli unsuru zamanlamadır. Büyük futbolcu ile sıradan arasında sadece "An farkı" vardır) ne yapacağına karar vermektir.
Tek pas mı yapacak, topu sürecek mi?.. Adam mı eksiltecek, şut mu atacak, sert mi vuracak, bombeli, falsolu mu?..
Bu karar topu nasıl ve ne yönde indireceğini, stop edeceğini belirler. Top tek hareketle istenen yönde iner, o yöne dönmek için ikinci hareket yapmaya gerek kalmaz.. Zamanlama, zamanı kullanma sanatı işte budur.
Bunun bildiğim en büyük ustası Galatasaraylı Suat Mamat'tı.. Topu yere indirdiği anda, oyuna sokmaya hazır olurdu, düzeltme gereği duymadan, yani vakit kaybetmeden.. Yani o çok kıymetli anı, rakibe kazandırmadan..
Bireysel taktik bilmek, futbolcunun hem kendisine, hem takımına katkısını arttırır.
Arda'da oyun zekası yüksek. Ne yapacağını, nasıl yapacağını biliyor, çoğu zaman yapıyor da..
Kritik noktası, adam eksiltmek, yani halk deyimi ile çalım atmakta..
Arda tıpkı Hasan Şaş gibi çalım atmayı seviyor.. Bana öyle geliyor ki, iki çalımından birini de, gerekli olduğundan değil, sevdiğinden yapıyor.
Şimdi çalım atma top kaybının yüksek olduğu bir risk.. Hele Arda gibi bu işin ustası olarak ün yaptınız mı, rakip hocalar armut toplamaz, başınıza iki, hatta üç adam dikerler.. Birini, ikisini geçer, üçe takılırsınız..
O zaman bu risk ne zaman göze alınmalı.. İşte bireysel taktik burada devreye giriyor..
Takımınıza bir avantaj sağlayacak, bu çalımla oyunu bir hamle ileriye götürecekseniz riski göze alın ve çalımı basın..
Mesela..
Çalımı attığınızda gol pozisyonuna girecekseniz.. Rakip gollük şuta, pasa, ya da penaltıya mahkum olacaksa..
Mesela..
Çalımı attığınızda önünüz açılacaksa, korner çizgisine kadar inip oradan pas verme, orta yapma, yani golcü arkadaşlarınızın ofsayta düşmelerini önleme imkanı doğuyorsa.. Kanat akınının özelliği, ofsayt alanını daraltmasıdır. Ortadan akın, ya da doldur boşalt yaptığınızda golcüleriniz kaleden çok uzakta ve savunmanın gerisinde durmak zorunda kalırlar, ofsayta düşmemek için. Oysa çizgiden orta yaptınız mı, artık ofsayt kalmaz.. Gol şansı büyür.
Arda'nın hücum, gol alanında, rakip 18 civarında ve üzerindeki çalımlarına hiçbir itirazım yok. Hatta teşvik ederim..
Ama santra civarındaki çalım teşebbüslerini tartışmak gerek.. Bireysel taktiğin işe karıştığı nokta işte orası..
Arda santrada topu kaptığında eğer bir kontratak durumu varsa, yani iki takım oyuncuları Galatasaray sahasına yığılmış, rakip yarı sahada bir iki rakip oyuncu kalmışsa, adam eksiltmek ve topu kaptırma riski rahatça göze alınır. Çünkü geçtiği anda gol akını, gol pozisyonu başlayacaktır. Geçemez kaptırırsan savunman yerli yerindedir zaten, büyük tehlike yoktur. O zaman risk almaya değer..
Ama Galatasaray normal bir çıkış yapıyorsa, bu defa oyuncu kalabalığı rakip sahadadır ve Galatasaray savunması santraya çıkmış kendi yarı sahasını boşaltmıştır. Bu anda topu kaptırdınız mı, savunmanızı gafil avlatır, rakibe gol akını yapma fırsatı verirsiniz. Rakibi geçmeniz ise o saha zaten dolu olduğu için size ve takımınıza pek bir şey sağlamaz. O zaman çalım riski göze alınmaz. Çok daha az riskli ayağa pasla oyun ilerletilir.
Galatasaray'ın tam hücuma kalkmışken top kaptıran ve rakibe gol hücumu fırsatı veren, hatta asist yapan bir orta saha adamı zaten var. Ayhan.. Çok iyi oynadığı söylenen son Konya maçında tam dört asist yaptı. Trabzon maçında beli kıran üçüncü golü de o başlattı. Şimdi bir ikinci Ayhan'a daha ihtiyaç yok..
Arda santra civarında aldığı toplarda doğru kararı veremezse, büyük futbolcu olma hayalleri biter..
İki kritik maçta iki kritik gol yedirsin, bugün adını bağıran tribünler ıslıklamaya başlarlar.
İşte Hasan Şaş örnek.. Bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük oyuncularından biri..
Dünya üzerinde Hakan Şükür ile birlikte en ünlü iki Türk futbolcusundan da biri.. Geçen yıl Galatasaray'ın şampiyonluğunda gene Hakan'la birlikte başrolü oynayan adam.. Ama Galatasaray tribünleri ile hala barışık değil. Çünkü kaptırdığı toplar yüzünden öldürdüğü akınlar ve Galatasaray kalesinde yarattığı tehlikeler, Hakan ve Hasan'ı bitirmekte büyük fayda gören Kutsal İttifak medyasının da yaygarası ile bir nefret yarattı. Bu yıl müthiş oynadığı halde milli takıma çağrılmıyor ve medyada benden başka kimsenin umurunda değil. Kimse "Hasan niye yok" demiyor, kadroda bir yığın olmaması gereken adam varken, üstelik.
Arda, ayni yolun yolcusu olabilir.. Dikkat!!!
Dönemeç dediğim yer tam işte burası..
Arda aklını kullanırsa, Ribery palavrasını falan değil, Ronaldinho'yu geçer..
Kullanmazsa, iki yıl sonra ikinci, üçüncü lig takımlarında yer aramaya başlar kendisine, Sergen gibi..
Tercih onun..
HINCAL


Son zamanlarda Hıncal abimizin sözleri, eskisi kadar samimi gelmesede, bu yazıyı önemsedim ve astım. Şimdi Cengiz abi diyecekki, aferin yavaşda olsa öğreniyorsun :D
Evet öğreniyoruz. Özellikle "Hasan Pulur-Hıncal Uluç-Haşmet Babaoğlu-Ayşe Özyılmazel-Mansur Forutan" beşgenindeki fikir çatışması son bulsun, Türk milleti olarak baya aydınlanmış olacağız :D

Posted: Thu Oct 05, 2006 2:11 pm
by Mehmet Marsan
Hincal guzel yazmis. Herkezin gorupde kimsenin soylemek istemedigi bir Arda problemi var. Bu cocuk sut atmasini bilmiyor veya biliyorda atamiyor. Butun attigi goller ayaginin iciyle plasedenen turden. Eger umit edildigi gibi yildiz futbolcu olacaksa soyle zimba gibi 1-2 gol atsinda bizde inanalim.

Posted: Thu Oct 05, 2006 6:40 pm
by Tolga Girici
Mehmet Marsan wrote:Hincal guzel yazmis. Herkezin gorupde kimsenin soylemek istemedigi bir Arda problemi var. Bu cocuk sut atmasini bilmiyor veya biliyorda atamiyor. Butun attigi goller ayaginin iciyle plasedenen turden. Eger umit edildigi gibi yildiz futbolcu olacaksa soyle zimba gibi 1-2 gol atsinda bizde inanalim.
Arda Vatan'daki roportajinda yakin zamana kadar sokaklarda top oynadigindan bahsediyordu. Mahalle maclarinda "abanmak yok" seklinde bir kural oldugu icin Arda sert sutlarini gelistirememis olabilir.

Posted: Thu Oct 05, 2006 6:56 pm
by Cengiz Akgun
Ismail Gezer wrote: ....
Son zamanlarda Hıncal abimizin sözleri, eskisi kadar samimi gelmesede, bu yazıyı önemsedim ve astım. Şimdi Cengiz abi diyecekki, aferin yavaşda olsa öğreniyorsun :D
Evet öğreniyoruz. Özellikle "Hasan Pulur-Hıncal Uluç-Haşmet Babaoğlu-Ayşe Özyılmazel-Mansur Forutan" beşgenindeki fikir çatışması son bulsun, Türk milleti olarak baya aydınlanmış olacağız :D
Hincal'in sefillikleri. Hasan Pulur bir de Hincal'in gazeteci olmak icin kimin yatagindan gectigini yazsa da tam olsa.

Bu arada Hasan $a$ mahkemede 'mac" konusunda kendisi canak tutmu$ os soruya. Olay oyle carpitildigi gibi degil. Hakim bu karilari taniyor musun diye sordugunda hayir demi$ sonra arakaya gazeteceilere donup ama belki maclarima gelmi$lerdir demi$ siritarak. Oyle der ise adama sorarlar hangi maclarina diye elbette. Sonra neden kizmi$ acaba?

Forutan ne demek acaba? Askerde Alev Orten Huni'yi (silahin susturucundaki) hizli soylerken alefortan huni derlerdi. Boyle garibanlar da yazarlik yapiyor.

Posted: Thu Oct 05, 2006 7:57 pm
by Ozgur Huseyinoglu
Mehmet Marsan wrote:Hincal guzel yazmis. Herkezin gorupde kimsenin soylemek istemedigi bir Arda problemi var. Bu cocuk sut atmasini bilmiyor veya biliyorda atamiyor. Butun attigi goller ayaginin iciyle plasedenen turden. Eger umit edildigi gibi yildiz futbolcu olacaksa soyle zimba gibi 1-2 gol atsinda bizde inanalim.
Hayret ettim ben de, Hincal'in sagi solu korkaklikla suclamadan, kendi lafini evirip cevirip bir sekilde zeytinyaglik yapip da, elestirecek birseyler bulmadan, boyle teknik detay iceren yazilari olabilecegine olasilik vermiyordum! :shock:

Yalniz, Arda'nin Boleslav macinda attigi 2. golundeki plasesini, her turlu abanmali/zimbali suta tercih edebilirim, orasini da soyleyeyim! :) Ve ayni paralelde, bence, pekiala "yildiz" olabilir, oyle deli gibi sutlar cikarmasa da! Baksana bizim takima, birazcik Sabri vardir herhalde sut atma yetenegi var gibi gorunen. Karan da topun gelisine iyi vurur ama, Mehmet Hocam, senin istedigin herhalde, soyle yay civarindan, 25-30m'den filan sutlar di mi? Oyleyse, dedigim gibi, bizim takimda "yildiz" kesinlikle yok demeli ama, Sukur'u olsun, Sas'i olsun, bir dolusu yildiz kategorisine girer yani (en azindan basin dilinde)!

Posted: Thu Oct 05, 2006 8:26 pm
by Tolga Girici
Ozgur Huseyinoglu wrote:
Mehmet Marsan wrote:Hincal guzel yazmis. Herkezin gorupde kimsenin soylemek istemedigi bir Arda problemi var. Bu cocuk sut atmasini bilmiyor veya biliyorda atamiyor. Butun attigi goller ayaginin iciyle plasedenen turden. Eger umit edildigi gibi yildiz futbolcu olacaksa soyle zimba gibi 1-2 gol atsinda bizde inanalim.
Hayret ettim ben de, Hincal'in sagi solu korkaklikla suclamadan, kendi lafini evirip cevirip bir sekilde zeytinyaglik yapip da, elestirecek birseyler bulmadan, boyle teknik detay iceren yazilari olabilecegine olasilik vermiyordum! :shock:\!
Hincal Uluc bir kere Arda'yi kesfetmis ya, simdi yillar boyu bahseder durur "Arda'yi kesfettim, bu cocugu oynatin dedim" diye.

Diger taraftan Gerets hakkindaki yorumlari maalesef dogru. Gerets bu sene de oynatmazdi ama sene basinda Hasan ve Necati kavga edince ve Kabze de sakat olunca Arda'yi oynatmak durumunda kaldi ve o da oyle bir oynadi ki takimdaki yeri saglamlasti. Ferhat' a yaptiklariyla gencler konusundaki tavrini gosterdi diye dusunuyorum. Illa ki her genc futbolcu Arda gibi olamaz. Buyuk cogunlugu Ferhat, Sabri, Ugur Ucar gibi olur. Onlara sabir gosterirsen ve dogru sekilde oynatirsan kisa vadede olmasa bile orta vadede kazanirsin. Mesela Sabri orta yapamiyor, sutlari sert ama isabetsiz derken sezon basindan beri yaptigi cikis ortada. Demek ki 2 sene sabrettikten sonra bir seyler oluyor. Sonucta Hakan Unsal ilk geldiginde ortalari taca atan Ergun de kiz gibi oynuyor denilen bir adamdi. Gerets bu sartlar altinda iyi bir antrenor ama gelecek sene icin genclere onem vermesiyle taninan ve takima biraz daha kontrollu oynamasini ogretecek bir hoca bulunabilse iyi olur.

Posted: Thu Oct 05, 2006 8:42 pm
by Mehmet Marsan
Sut atmayi abanmayla karistirmamak lazim. Ben Zidan'in plase ile, zimba sut ile gol attigini cok gordum. Abanarak hic attigini hatirlamiyorum. Arda'nin 30-40 metreden gol atmasini degil 18 civarindan veya daha yakindan arada sirada zimba gibi toplar cikarmasini umuyorum. Turkiye'de Tumer, Sergen, Ceyhun cok iyi sutorler abandiklarini pek soylenemez.

Yildiz adayi olan Arda dogru durust sut atamazsa/atmazsa en fazla olacagi Hasan Sas. Hasan benim gozumde Turkiye'de oyniyan en iyi futbolcu olmasina ragmen sadece bizim yildizimiz.

Posted: Fri Oct 06, 2006 4:05 pm
by Ismail Gezer
Ağır olduğun şeklinde eleştiriler var. Bunun yanında sen hangi yönünü eksik buluyorsun?

“Ağır olduğum şeklindeki eleştirilere asla katılmıyorum. Çünkü hızlı olsam bu kez de şu andaki mevcut yeteneklerim kaybolur. Ben topla çok hızlıyım. Takım arkadaşlarıma çok iyi pas atıyorum ve teknik kapasitem çok yüksek. Daha top bana gelmeden nereye pas atacağımı çok iyi hesaplayabiliyorum. İşte bu artılarım ağır yönümü kapatıyor. Benim asıl eksiğim, iyi şut atamamak. Benim gibi bir oyuncunun attığı üç şuttan en az birinin gol olması gerekiyor. Bu yönümü geliştirmek için çok çalışıyorum. Galatasaray PAF takımındayken o kadar çok şut çalışması yapmıştım ki az daha sakatlanıyordum.”
ZAMAN


http://www.zaman.com.tr/?bl=spor&alt=&t ... &hn=356425

Mehmet Marsan wrote:Sut atmayi abanmayla karistirmamak lazim. Ben Zidan'in plase ile, zimba sut ile gol attigini cok gordum. Abanarak hic attigini hatirlamiyorum. Arda'nin 30-40 metreden gol atmasini degil 18 civarindan veya daha yakindan arada sirada zimba gibi toplar cikarmasini umuyorum. Turkiye'de Tumer, Sergen, Ceyhun cok iyi sutorler abandiklarini pek soylenemez.

Yildiz adayi olan Arda dogru durust sut atamazsa/atmazsa en fazla olacagi Hasan Sas. Hasan benim gozumde Turkiye'de oyniyan en iyi futbolcu olmasina ragmen sadece bizim yildizimiz.

Posted: Fri Oct 06, 2006 4:40 pm
by Tan Erten
Ismail Gezer wrote:... Benim asıl eksiğim, iyi şut atamamak. Benim gibi bir oyuncunun attığı üç şuttan en az birinin gol olması gerekiyor. Bu yönümü geliştirmek için çok çalışıyorum. Galatasaray PAF takımındayken o kadar çok şut çalışması yapmıştım ki az daha sakatlanıyordum.”
Arda'nin bu eksigini uzerine calismasi cok iyi bir haber. Yasi daha cok genc ilerleme mutlaka olacaktir. Turkiyede duzgun sut atan oyuncu yok zaten, Arda halihazirdaki yeteneklerine sut atma silahini da eklerse muthis bir futbolcu olur.

Hiz konusunda ona katiliyorum. Hizli top suren oyuncular genelde daha savruk olurlar, top hakimiyetleri duser ister istemez.

Posted: Sun Oct 08, 2006 3:38 pm
by Ismail Gezer
Cengiz Akgun wrote: Hincal'in sefillikleri. Hasan Pulur bir de Hincal'in gazeteci olmak icin kimin yatagindan gectigini yazsa da tam olsa.
Senin Pulur, birkaç gün içinde kitap çıkartıyormuş. Nasıl zamanlama ama? :)

Posted: Tue Oct 10, 2006 6:32 pm
by Selcuk Samli
Song'a 4 talip var

Cim Bom’da sözleşmesi sezon sonunda bitecek savunma oyuncusunun transferi için Marsilya, Nantes, Monaco ve Olympiakos harekete geçti. G.Saray, özellikle Marsilya’nın teklifiyle kafası karışan Song’un sözleşmesini 2 yıl uzatmayı düşünüyor. . Sezon sonunda sözleşmesi sona erecek olan ve teklif üzerine teklif alan savunma oyuncusu, transferde sarı kırmızılı yönetimi oldukça terletecek. 4 Avrupa kulübü, Fransa’dan Nantes, Marsilya ve Monaco, Yunanistan’dan da Olympiakos, Song için düğmeye basarak harekete geçti. Galatasaray Yönetimi de kendisine doğrudan bir teklif gelmemesine rağmen Kamerunlu futbolcuya gelen önerileri öğrenince nabız yoklamaya başladı.

Diouf bastırıyor

Daha önce G.Saray’dan Saidou’yu kadrosuna katan Nantes ile Kamerunlu yıldızı yıllardır transfer etmek isteyen Marsilya ön plana çıkıyor. Marsilya Başkanı Pape Diouf’un FIFA menajerliğini yaptığı Song’u kendi kulübüne kazandırmak için ısrarcı olduğu belirtildi. Song’un Liverpool ile Köln’e transferlerinde de büyük rol oynayan Diouf’un Kamerunlu futbolcuya gelecek sezon için 1.3 milyon Euro teklif ettiği öğrenildi. Marsilya’nın dışında Nantes ve Monaco ile Olympiakos’un da Song ile masaya oturmak istediği, ancak Kamerunlu futbolcunun bu teklifleri şimdilik yanıtsız bıraktığı ifade edildi.

Teknik direktörü Erik Gerets’in isteğiyle "Ara transfer dönemine kadar transfer konuşulmayacak" demesine rağmen Galatasaray Yönetimi, Avrupa kulüplerinin kapısını çaldığı Song’un transfer konusundaki fikirlerini öğrenmek için futbolcusuyla görüştü. Song’un "Galatasaray’da mutluyum. İlk etapta aklımda Galatasaray’da kalmak var. İmza atmaya hazırım. Ancak şartların uygun olması gerekli" dediği öğrenildi.

Alternatif Fransa

Sarı kırmızılı yönetim kurulunun da Song ile sözleşmesini 2 yıllık bir anlaşmayla uzatmayı istediği belirtildi. Bir yanda mutlu olduğu Galatasaray, öte yandan Marsilya başta, Avrupa kulüplerinin cazip teklifleri, Kamerunlu futbolcunun aklını karıştırdı. Song’un Galatasaray ile anlaşamaması halinde Fransa’ya gitmeyi düşündüğü öğrenildi.


Kaynak: Hürriyet

Ben yonetici olsam Song'la 5 senelik anlasma yapardim.

Posted: Tue Oct 10, 2006 11:23 pm
by Ismail Gezer
Arda bugünde Fanatik'te manşet! Çocuğu gazetelerde bu şekilde görmek benim canımı sıkmaya başladı artık. Gerçi Kerem Teziç kızabilir, memlekette melese kalmadı da buna mı üzülüyorsunuz diye :D Doğru aslında ama birisi yada birileri bu çocuğa kol kanat germeli. Orhan Akla çok samimiylermiş ama Orhan'ın altında kalkabileceği bir iş değil bu! Bizde Şöhreti özümsemiş aklı başında bir futbolcuda yok, Bülent Korkmaz geri çağırılsın :D

Posted: Thu Oct 12, 2006 3:31 pm
by Ismail Gezer
Galatasaray’a Petre’den 400 bin dolar

Kadir ÇETİNÇALI / İSTANBUL,(DHA)

GALATASARAY’a Romanya’dan amorti ikramiyesi çıktı. Sarı kırmızılı kulüp, bir yıl önce Romanya’nın Timişora Kulübü’ne adeta zorla sattığı Petre’den bir yıl önce aldığı bonservis bedelinin üstüne 400 bin Dolar daha gelir elde etti.
Galatasaray, Petre’yi Timişora’ya adeta zorla verirken, sözleşme gereği Petre’nin başka bir kulübe transferi halinde 500 bin Dolar pay alması kararlaştırılmıştı ve Timişora Kulübü bu sezon başında Petre’yi Steau Bükreş’e sattı. Satılan rakamdan da Galatasaray’a 500 bin Dolar ödenmesi gerekiyordu. Ancak Timişora Kulübü bu parayı ödememek için türlü bahaneler ileri sürmeye başladı. Sarı kırmızılı yöneticilerden Tunca Haznedar, Romanya’ya giderek Timişora Kulübü ile masaya oturdu. Yapılan pazarlıkta işin FIFA’ya kadar gidebileceği görüldü. Görüşmelerde Petre’nin lisansının askıya alınacağı ve Steaue Bükreş’te oynayamayacağı ortaya çıkınca taraflar anlaştı. Anlaşmaya göre Timişora 500 bin Dolar yerine 400 bin Dolar ödemeyi teklif etti. Galatasaray bu teklifi kabul edince kriz de çözülmüş oldu ve sarı kırmızılı kulübe bu parasız günlerde 400 bin Dolar daha para geldi.
MİLLİYET

Posted: Fri Dec 08, 2006 5:48 pm
by Selcuk Samli
Sezonun(ilk yarinin) son haftasina gelindi,gazetelerde td Gerets ile bazi yoneticiler arasinda yasanan sorunlar yaziliyor.Sorunlar bu kadarla bitmiyor tabii ki...

Gelecek sezon Gerets ve ekibi ile calisilacak mi?Eger calisilmayacaksa hangi td dusunuluyor?Hangi oyuncular kalacak,hangileri ayrilacak?Ayrilacak oyuncularin yerine hangi oyuncular dusunuluyor? Dusunulen oyuncular simdiki oyunculardan daha mi faydali olacak?Gerekli butce olusturulabilecek mi?Scouting ekibi kuruldu mu?Kurulduysa ne gibi calismalar yapildi?Kiralik olarak degisik kuluplerde gorev yapan oyunculardan hangileri geri donecek?(devre arasi&sezon sonu)Bu sezon kadromuzda yer alan fakat yeteri kadar oynama firsati bulamayan oyuncular kiraya verilecek mi?Kiralik olarak gidecek oyuncular icin hangi kulupler dusunuluyor?Gelecek sezon,katilabilirsek,Avrupa kupa maclarini hangi statta oynayacagiz?Yurtdisinda bir stat dusunulebilir mi?

Riva ve Seyrantepe'deki somut gelismeler nedir?