Page 73 of 95

Posted: Mon Mar 02, 2009 11:18 pm
by Kenan Atak
Sharkwater diye bir film seyrettim gecenlerde. Mehmet sormustun yukarda ama bu hayvanlara (köpekbaliklari ve onlarin zekasina, guzelligine ve heybetine) övguler dizen sadece ben degilim. Yillardir bu hayvanlarla dalanlar da ayni seyleri söyluyorlar. Bu filmde köpebaliklari gibi bu duyanin en eski hayvanlarinin sirf eblehce bir ticaret yuzunden nasil nesillerinin tukendigi anlatiliyordu. Bir takim gönullu bu hayvanlar icin kelle koltukta mucadele ediyorlardi ve bu mucadeleleri sayesinde Kosta Rika'da halki köpekbaligi ticareti yapanlara karsi nasil ayaklandirdiklarini ve bilinclendirdiklerini gösteriyorlardi. Bu birtakim gönulluyu görunce kendimden utandim ve tiksindim acikcasi. Ben ne yapiyorum? Arda beyefendinin sictigi bokun rengini tartisiyorum burda. Garip bir ikilimdeyim: bir yandan insanoglu denen, yeryuzunun son derece gereksiz varligina, ve ne kendine ne yasadigi dunyaya tek olumlu katkisi olmayan yaratigina kufredip soyunun bir an evvel kuruyup bu yeryuzunun gercek sahiplerine kalmasini istiyorum, öte yandan bilinclenmis insanlari görunce böyle kufretmek yerine acaba bu mumkun olabilir mi diyorum? Acaba sadece varolan bir duzene, kapitalizme mi kufredelim yoksa kapitalizm sadece insanoglunun beyinsel evrim surecinin bir sonucu mu (yani bu yerkure sonsuz kere patlamalarla gene bu surecleri yasayip yerkurede sonsuz defa insanoglu denen yaratik turese her defasinda bu surece gelmek bir doga kanunu mu) ve bu sonucun bir parcasi olarak da gerek hayvanlar gerek ekolojik sistem tukenise mi giriyor? Iste bunun gibi cevaplayamadigim sorular. Ama dedigim gibi bu kelle koltukta mucadele eden Greenpeace'cilere korkunc bir sevgim ve hayranligim var. Onlari görunce ne kendimi ne etrafimda sap gibi yasayan insanlara en ufak bir saygim kalmiyor.

Posted: Tue Mar 03, 2009 1:46 am
by Kenan Atak
Arkadaslar lutfen bu linklerdeki kampanyalara katilin eger birazcik vicdaniniz varsa.
http://www.sharkwater.com/

http://www.savingsharks.com/

Posted: Tue Mar 03, 2009 10:11 am
by Mehmet Gurdal Cetin
Pope was a chimp ????
And Galileo said "Ali Sen Baskan Fenerbahce Sampiyon ? :D

Dunya nereye gidiyor Yarabbim !

http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/7920205.stm

Posted: Tue Mar 03, 2009 7:10 pm
by Alpay Dedeoglu
Bir iki ay oncede uzaylilarin olabilirliginide kabul ettiler.

-E.T Bey , bizde sizi bekliyorduk. Darwinide yad ettik zaten biliyorsunuz degil mi?

-Kes yaglamayi suslu giysili adam. Ne o Isa, Musa deyip yuzyillardir tepisiyorsunuz, birbirinizi yeyip durdunuz,
yukaridan hicte iyi gozukmuyorsunuz, o ne gore ayaginizi denk alin.

Posted: Wed Mar 04, 2009 1:50 pm
by Kaan Önem
Washinghton'daki eylem hakkında belki forum katılımcılarından daha detaylı bilgi verebilecekler çıkar diye düşünüyorum. Ses getirdi mi, medyada nasıl yankı buldu, tepkiler, destek verenler vs gibi. Yoksa kimsenin haberi yok mu :lol:

http://www.acikradyo.com/default.aspx?_ ... 74&cat=100

http://www.acikradyo.com/default.aspx?_mv=a&aid=22933

James Hansen dikkat çekmeye çalışıyor bu konuya ama pek kimsenin aldırış ettiği yok gibi. Küresel ısınmanın kırılma noktası adında yeni de bir kitabı çıkmış. Bende ilk defa üniversitede Çevre ve ekoloji dersinde hocamız Al Gore'un uygunsuz gerçek belgesel-filmini izlettirdiğinde durumun vehametinin farkına varmıştım. Bu filmin varlığından Türkiye'de çoğu insanın haberdar olmadığına da adım gibi eminim. Aslında ben çevre temelli bir dersin üniversitelerde - bölüm farkı gözetilmeksizin- yarım dönemlik de olsa türk dili ve tarih gibi zorunlu bir ders olarak okutulması gerektiğini düşünüyorum. Şurası bir gerçek ki çevre kendini yenileyebilme vasfını yitirdikten ve yaşam alanları tahrip olduktan sonra ne iktidar mücadelesinin bir anlamı kalacak ne para'nın ne de bitimsiz hırsların... Ama yazık ki Ormansızlaşma, Küresel ısınma, sürdürülebilir kalkınma, rezervlerin azalması, nüfus gibi konular hep 2. planda. Yıllar önce Roma Klubünün hazırladığı Sıfır büyüme raporu, Paul Erlich'in population bomb kitabı hep bunlarla ilgiliydi. Yazın Joseph Jardins'in Çevre etiği isimli bir kitabını okudum. Biraz kalınca ama o da güzeldi. Çevre ile ilgili düşünme biçimlerinden, davranışlarımızın ahlaki temellendirilmelerinden bahsediyor, dünyadan örnekler veriyor.

Aslında önemli olan Obama'nın tavrı ne olacak. Amerika atmosfere en fazla sera gazı salınımı yapan ülke konumunda. Türkiyeyse şimdilerde tamamen yerel seçimlere kilitlenmiş durumda. Caddelerde bangır bangır müzik çalan seçim arabaları, birbiriyle adam olma hususunda söz düellosuyla aşık atan büyük siyasetçiler ve devlet adamları. :?:

Posted: Wed Mar 04, 2009 6:26 pm
by Cengiz Akgun
Kerem Tezic wrote:Arkadaslar lutfen bu linklerdeki kampanyalara katilin eger birazcik vicdaniniz varsa.
http://www.sharkwater.com/

http://www.savingsharks.com/
Okyanus ya da denizde karsilasmak istemedigim bir hayvan. Elbette insan avina cikmiyor ama avlandigi sularda dolanirsan tadina bakacaktir. Eskiden bir Johnny Carson vardi. Jay Leno'dan once Tonight shovunu yapan. AT&T'nin "hey" gunlerinde okyanusta kitalar arasi telefon hattina kopek baliklari musallat olmus ve dislemislerdi. Bu haber uzerine "Allah Allah genelikle kopek baliklari profeyonel saygi yuzunden telefon sirketine dokunmamalari lazimdi. Bu iste bir bit yenigi var" diye sakasini yapmisti. Gecen gun evin telefon hattini nasilsa kesmisler. Haberimiz yok. Nerdeyse iki gun surdu tamiri. Artik telefon sirketlerinin profesyonelligi filan kalmadi.

Posted: Wed Mar 04, 2009 7:36 pm
by Kenan Atak

Posted: Wed Mar 04, 2009 8:50 pm
by Cengiz Akgun
Teknolojiyi kuyrugundan yakaladim. Bugun yeni laptop ile HD wide-ekranli monitorle bu forumu okumak evvelden ekrani tasiran resimler olunca sorun ortadan kalkti. Gorgen as asabildigin kadar 15-17-19 inclik ekrandan tasan resim simdi.. Simdi ekranda bir at kosturmadigim kaldi.

Posted: Wed Mar 04, 2009 10:27 pm
by Cengiz Akgun
Hollandalilar karakutu'nun analizini aciklamislar. Hata'nin nerde oldugu bal gibi ortada. Oto-pilotla inmeye kalkmislar. Ayni Buffolada inmeye kalkanlar gibi. Gunduz gozu ile camdan disari baksan kac feet yukarda oldugunu gorebilecekken hem de.

Posted: Wed Mar 04, 2009 10:51 pm
by Kenan Atak
Cengiz Akgun wrote:Hollandalilar karakutu'nun analizini aciklamislar. Hata'nin nerde oldugu bal gibi ortada. Oto-pilotla inmeye kalkmislar. Ayni Buffolada inmeye kalkanlar gibi. Gunduz gozu ile camdan disari baksan kac feet yukarda oldugunu gorebilecekken hem de.
Bizim pilotlar birligi hala haykiriyor ama suc Hollanda'nin diye. Hatta basinimiz da sanki Hollandalilar "suclarini" örtbas ediyorlarmis gibi hava yaymislar. Hollandalilarin gunlerdir suskun olmasini 'tuhaf suskunluk Hollanda neyi sakliyor' falan diye haber geciyorlardi. Kendileri ile karistiriyorlar. Su kuzeylileri biraz taniyorsam hayatta hatalarini baska tarafa atmazlar, suclari varsa da onurlu adam gibi istifalarini verirler. Hayatimda tanidigim en fazla is ciddiyeti olan insanlardir, ben ihtimal vermiyordum ucuslar arasi zamani yanlislikla dar tutup hata yapabileceklerine (ki bu istisna olabilir mi acaba diye aklimdan gecmedi degil bu sefer). Ölu listesini bile ailelerine danismadan yayinlamadilar.

Bunlarin futbol oynayis tarzlarina da hayranimdir özellikle Hollanda'nin. Ne hakeme itiraz, ne uc kagit yapip hakem kandirmak falan. Tam insan olamamanin, karaktersiz olmanin verdigi ezik insanlarin isi böyle yaptigi uc kagitla övunup abi biz böyleyiz, "sicak kanli oldugumuz icin" deyip gerine gerine yurumek.

Posted: Wed Mar 04, 2009 11:28 pm
by Cengiz Akgun
Kerem Tezic wrote:
Cengiz Akgun wrote:Hollandalilar karakutu'nun analizini aciklamislar. Hata'nin nerde oldugu bal gibi ortada. Oto-pilotla inmeye kalkmislar. Ayni Buffolada inmeye kalkanlar gibi. Gunduz gozu ile camdan disari baksan kac feet yukarda oldugunu gorebilecekken hem de.
Bizim pilotlar birligi hala haykiriyor ama suc Hollanda'nin diye. Hatta basinimiz da sanki Hollandalilar "suclarini" örtbas ediyorlarmis gibi hava yaymislar. Hollandalilarin gunlerdir suskun olmasini 'tuhaf suskunluk Hollanda neyi sakliyor' falan diye haber geciyorlardi. Kendileri ile karistiriyorlar. Su kuzeylileri biraz taniyorsam hayatta hatalarini baska tarafa atmazlar, suclari varsa da onurlu adam gibi istifalarini verirler. Hayatimda tanidigim en fazla is ciddiyeti olan insanlardir, ben ihtimal vermiyordum ucuslar arasi zamani yanlislikla dar tutup hata yapabileceklerine (ki bu istisna olabilir mi acaba diye aklimdan gecmedi degil bu sefer). Ölu listesini bile ailelerine danismadan yayinlamadilar.

,,,.
Bu ucaklarin inis arasi dar birinin turbulansi oburune etki etti lafi komik. Hava su kadar dense degil. Bir ucagin arkasinda yaratacagi bosluk hurricane kuvvetinde olup oburunu yere calmasi ne kadar olasili. Etki eder etmesine ama bu derece etmesi icin tren vaganu gibi arka arkaya olmasi bile yeterli olmayabilir. Ikinci bir gercek ucaklarda bu hava boslugunu uyaracak radar sistemi var. Pilot turbulansa girmeden iceri haber veriyor onumuzde turbullans var diye. Bunlar bulanik suda balik avliyorlar. Hava girdabini pilotlarin radari gormesi lazimdi eger boyle bir sey olsaydi.

Posted: Wed Mar 04, 2009 11:50 pm
by Mehmet Marsan
Cengiz Akgun wrote:Bu ucaklarin inis arasi dar birinin turbulansi oburune etki etti lafi komik. Hava su kadar dense degil. Bir ucagin arkasinda yaratacagi bosluk hurricane kuvvetinde olup oburunu yere calmasi ne kadar olasili. Etki eder etmesine ama bu derece etmesi icin tren vaganu gibi arka arkaya olmasi bile yeterli olmayabilir. Ikinci bir gercek ucaklarda bu hava boslugunu uyaracak radar sistemi var. Pilot turbulansa girmeden iceri haber veriyor onumuzde turbullans var diye. Bunlar bulanik suda balik avliyorlar. Hava girdabini pilotlarin radari gormesi lazimdi eger boyle bir sey olsaydi.
Buyuk ucaklar arkalarinda cok kuvvetli vortexlar birakirlar. Ucak-kule konusmalarini dinleyenler arada "heavy" lafi gecer durur. Bunun manasi arayi acik tutacagim, arkadan gelenlerler etkilenmesindir. Amisterdam kazasinda bu veya wind shear denen tabiatin yaratigi turbulansin olayla alakasi olmadigi cok acik. Nedenini bilmedigim (yakinda belli olur) bir nedenden dolayi ucak motorlari cok dusuk veya sifir gucde seyrederken "stall" edip yere kapaklanmis. Resimlerden ve anlatilanlardan cok belli. Motorun gucunun azalmasi arizadan, pilot hatasindan ve yakit gelmemesinden olur. Spekulasyonlarin kimseye faydasi yok, bekliyelim gorelim.

Posted: Thu Mar 05, 2009 1:03 am
by Murat Kara
Kaan Önem wrote:Şurası bir gerçek ki çevre kendini yenileyebilme vasfını yitirdikten ve yaşam alanları tahrip olduktan sonra ne iktidar mücadelesinin bir anlamı kalacak ne para'nın ne de bitimsiz hırsların...
Ne yazik ki bu is akil mantik isi degil. Cikar meselesi. Birinci Dunya savasi oncesinde Soayal Demokratlarin onde gelen teorisyeni Karl Kautsky, "emperyalism cagi basladi artik ulusal devlet kurmak icin savs degil, pazar mucadelesi icin savaslar yapilacak ve dunya savaslari gorebilecegiz" diyenlere karsi "yahu manyak misiniz, akil var mantik var, birbirlerinin ulkesine yatirim yapmis, fabrika acmis ulkeler gidip de birbirlerini bombalayacak degiller ya, aralarinda anlasip, kendi halklari da dahil butun halklari paylasarak somurmeye devam ederler, savas mavas olmaz" diyordu. Cunku akil ve mantik oyle gerektiriyordu.

Kautky'nin yanildigi nokta ise bu islerin masa basinda uc bes kisinin dusunerek organize ettigini sanmasiydi. Halbu ki bu bir mucadele meselesi. Futbol ligi gibi. Birisi tokezledimi, oburunun avantaj yakaladigi sosyo-ekonimik bir sistemde yasiyoruz. O nedenle birbirleri ile rekabet halindeki ulus-devlet formasyonu yikilmadiktan sonra bu cevre sorunu cozulemez. Iste AB'nin durumu ortada. 50 yil en iyi imkanlar ortaminda bile birlesip tek bir hukumet olarak davranamadilar. Islerine gelmedi. Simdi ise ortam berbatlasinca parcalanma asmasindalar. Yakinda Euro'nun cokecegini ve bu isin boyle yurumeyecegini tartisiyorlar.

Surada soylemis bilim adamlari ulus-devlet siyaseti ile bu is yurumez demisler: http://www.newscientist.com/article/mg2 ... ?full=true (kayit olma ekrani cikarsa 'skip' etmek mumkun)

Bu isler boyle. Bunu degistirmenin tek yolu ise siradan insanlarin butun ulkelerde iktidari ele gecirmesi ve birlikte hareket etmesi. Ulus-devlet sinirlari bu cevre faciasinin da gosterdigi gibi yapay ve cok kucuk bir zumre disinda kimseye faydasi yok. Her ulkede yasayan siradan insanin cikarlari birbiri ile ayni fakat o kucuk zumrelerin cikarlari her ulkede birbiri ile ayni degil. Her ulkenin 'yoneticisi' kendi kucuk alaninin yonetimini kaybetmek istemiyor.

Bu sisteme karsi gosteri filan yaparak o ince zumreye yalvarmak nafile. Sonucun degismeyecegini gormek icin falci olmaya gerek yok. Biraz tarih, biraz analiz yetiyor.

Aksi takdirde somuruye dayali bu sistem sadece insanlari degil herseyi somuruyor. Gezegeni, dusunceleri ve yeri geldiginde duygulari... Elde ettigi kaynaklarin bir kismini ise goz boyamak icin feda etmekten cekinmiyor.

Posted: Thu Mar 05, 2009 1:26 am
by Kerem Gurdol
Mehmet Marsan wrote:Motorun gucunun azalmasi arizadan, pilot hatasindan ve yakit gelmemesinden olur.
Arizadan oldugunu Hollandali yetkililer acikladilar. Sol kanattaki yükseklik göstergesindeki ariza nedeniyle otopilot hizi birdenbire azaltmis. Aciklanan dehset verici gercek ise, kara kutudan anlasildigi üzere 25 saattir ucus halindeki 737'nin evvelki inislerinde de ayni problemin yasanmasi, ancak herhangi bir kazanin gerceklesmemesidir. Pilotlar daha önce de müdahale etmiyorlar ve saglam iniyorlar. Schiphol'de ise cakiliyorlar.

Edit: Simdi Murat Kara'nin yazisini okudum. Ben Hollandali yetkililerin agzindan verilen haberde, hatanin daha önce de yasandigiyla ilgili bir bilgi hatirliyorum. Ne yazik ki haberi tekrar bulamadim. Bu kazanin raporunu ya da yetkilinin röportajini yayinlayan güvenilir bir yabanci haber kaynagi biliyormusunuz?

Posted: Thu Mar 05, 2009 2:09 am
by Cengiz Akgun
Mehmet Marsan wrote: ...
Buyuk ucaklar arkalarinda cok kuvvetli vortexlar birakirlar. Ucak-kule konusmalarini dinleyenler arada "heavy" lafi gecer durur. Bunun manasi arayi acik tutacagim, arkadan gelenlerler etkilenmesindir. Amisterdam kazasinda bu veya wind shear denen tabiatin yaratigi turbulansin olayla alakasi olmadigi cok acik. Nedenini bilmedigim (yakinda belli olur) bir nedenden dolayi ucak motorlari cok dusuk veya sifir gucde seyrederken "stall" edip yere kapaklanmis. Resimlerden ve anlatilanlardan cok belli. Motorun gucunun azalmasi arizadan, pilot hatasindan ve yakit gelmemesinden olur. Spekulasyonlarin kimseye faydasi yok, bekliyelim gorelim.
Sen FAA'de calisiyordun galiba. Bu Dallasta 1980'lerin sonunda Wind-shear'den dusen L1011 Jumbo Jetten sonra bu olayi gozlemleyen radarlarla havalanlarini donattilar. (Zaten ondan sonra McDonald Douglas sirt ustu gitti. ) Ucaklarda da buna benzer aygitlar da var.

Gemi batarken arkasindaki su girdabi (anafor) gibi ucagin arkasinda da bir bosluk ve girdab oluyor. Ama boyle kuyruguna yapisircasina bu iki ucagin birbirine yakin olmadigi biliniyor. O yuzden gazetelerde iki gun once cikan resimlere ben sahsen guldum. Ruzgar tunelinde dumanla yapilmis gosterinin resmi gibi idi. Ucak indikten sonra bu dakikalraca devam eden bir olay degil.

Ucakta egitim alan bir pilot da var Ben ne yalan soyleyeyim hic guvenim yok bizim pilotlara. Bunlar yine buyuk bir ihtimal bir dikkatsizlik yaptilar. Alcaldim diye hizi kestigini tahmin ediyorum. Ucak stall dedikleri olayi yasadiktan sonra kolay kolay motorlara yuklenmekle kendini kurtaramiyor. Sarkac gibi ucagin bir salinim yapip tekrar burnunu havaya dikmesi lazim ki bence cok irtifa kaybettikleri icin bunu yapamadilar. Yaparken de yere vurdular. Hollandalilar da bunu soyluyor zaten. Olay ne kadar yukseklikte oldugunu bilememesinden kaynaklaniyor. En buyuk hatalari kotu havada oto-pilotda tutmalari. Pilot kontrolu ele alinca ucagin ne yaptiginin farkina variyor. kendileri de hayatlari ile odediler.