Page 8 of 29

Posted: Wed Nov 12, 2008 12:08 pm
by Selcuk Samli
Nazım Oratoryosu’nu 15 bin İzmirli izledi

İZMİR, Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının 70’inci yılında konserle andı. Valilik, Büyükşehir Belediyesi, İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği işbirliğiyle Halkapınar Spor Salonu’nda gerçekleşen gecede, Devlet Senfoni Orkestrası ve Fazıl Say “Nazım Oratoryosu”nu seslendirdi. Say’ın piyanosuyla katıldığı etkinlikte, tiyatro sanatçısı Genco Erkal, ünlü şairin şiirlerinin anlatıcısı olarak sahneye çıktı. Zuhal Olcay ve Güvenç Dağüstün de şiirlere sesleriyle hayat verdi. Ankara Devlet Çoksesli Korosu da onlara eşlik etti. İzmirliler, konsere büyük ilgi gösterdi. 15 bin kişi salonu hıncahınç doldururken, izdiham tehlikesi yaşandı, birçok kişi de kapıdan dönmek zorunda kaldı. Fazıl Say, “Değil Türkiye’de, dünyada böyle gece yaşamak zor” dedi.

www.milliyet.com.tr

Posted: Wed Nov 12, 2008 6:02 pm
by Murat Gökcigdem

Posted: Wed Nov 12, 2008 6:20 pm
by Cengiz Akgun
Ne var bunda sasiracak sevgili Murat. Davarlar 40 kusur koc kesmislerle Obama kazandi diye. Oyle yazilir ama oyle okunmadigini nereden bilecek hem bilse de ne olacak? Kolay degil bu adamlarla devrim yapmak. Bu olay basli basina anlatiyor zaten M. Kemal'in neler cektigini.

Posted: Wed Nov 12, 2008 10:23 pm
by Ismail Gezer
Cengiz Akgun wrote:
Ne var bunda sasiracak sevgili Murat. Davarlar 40 kusur koc kesmislerle Obama kazandi diye. Oyle yazilir ama oyle okunmadigini nereden bilecek hem bilse de ne olacak? Kolay degil bu adamlarla devrim yapmak. Bu olay basli basina anlatiyor zaten M. Kemal'in neler cektigini.
Maalesef öyle okunmadığınıda biliyorlar :D
Bu 4 gün öncesinin haberi. Belediye başkanının konuşmalarını bulabilirseniz dinlemenizi tavsiye ederim, eğlencesine.. :D

Posted: Wed Nov 12, 2008 10:50 pm
by Cengiz Akgun
Ismail Gezer wrote:
Cengiz Akgun wrote:
Ne var bunda sasiracak sevgili Murat. Davarlar 40 kusur koc kesmislerle Obama kazandi diye. Oyle yazilir ama oyle okunmadigini nereden bilecek hem bilse de ne olacak? Kolay degil bu adamlarla devrim yapmak. Bu olay basli basina anlatiyor zaten M. Kemal'in neler cektigini.
Maalesef öyle okunmadığınıda biliyorlar :D
Bu 4 gün öncesinin haberi. Belediye başkanının konuşmalarını bulabilirseniz dinlemenizi tavsiye ederim, eğlencesine.. :D
Desene jazz yapip akillarinca kendilerinin reklamini yapiyorlar gundeme girerek. Herkez bir cambaz olmusa benzer.

Posted: Fri Nov 21, 2008 8:09 pm
by Cengiz Akgun
Muzik ve Sanat ile ilgili haberleriniz ya da bu konudaki zevklerinizi bu konu basligi altinda paylasalim. Evet oburunu yani Yolculuk/Ani/Konu disi basliklisini ise yolculuklariniza, anilariniza ve konu disi olan politik ya da ne spor ne de kultur ve sanatla ilgili olmayan ama dayanamayip paylasmak istediginize ayrin. Aslinda mumkun olsa da bunlari sayfanin dibine civileyebilsek iyi olur.

Posted: Sat Nov 22, 2008 10:06 pm
by Cengiz Akgun
Gecen hafta yeni James Bond filmini gordum. Butun James Bond filmleri icinde en kotusu. Nasil bu kadar para yapiyor hayret. Simdi reklamlarda gordum Turkiyede de gosteriliyor. Sakin ha parakapyirmayin bu deli sacmasina. Icinde dogru durust bir James Bond guzeli denecek kadin bile yok. Ruslarin gozunu cikarmislar. Onca guzel icinde bula bula bu kadini oynatmislar. Bugunku Ankaraspor macindan be rezil bir iki saat gecirmek istemiyorsaniz sakin ha diyeyim.

Posted: Sun Nov 23, 2008 1:08 am
by Ismail Gezer
James Bond filmlerinden hiç hoşlanmam. Ama bu konuyla ilgili düşüncelerim bu başlığa uymuyor :D
Malkoçoğlunu tercih ederim. En azından eğlenceli :D

Posted: Tue Nov 25, 2008 10:30 pm
by Ismail Gezer
Benim anladığım, Çağan Irmak her zaman için yapmak istediği filmle yaptığı film arasında kalmış bir sinemacı. Sanki “Mustafa Hakkında Her Şey” bir gay erkeğin bir taksiciye olan aşkını anlatması gerekirken özünden saptırılmış, bambaşka bir öykü olarak sunulmuş. Büyüyünce gay sinemacı olacak bir çocuğun hikâyesi olabilse sırıtmayacak “Babam ve Oğlum” ise 12 Eylül ve taşra melodramı arasında gizlenmiş kalmış.

Bu açıdan dürüst bir sinemacı olduğunu da söyleyemem Çağan Irmak’ın. Filmleri altmetin okumalarına fazlasıyla açık, bir sürü gönderme var ama hiç altı doldurulmuyor.

O.E
Sen hele kendin hakkında dürüst olmayı öğren önce...

Posted: Thu Nov 27, 2008 1:34 am
by Cengiz Akgun
Bu uzun hafta sonunda hangi filme gitsem acaba diye dusuneniz varsa bugun gosterime giren Avusturalya'yi tercih edebilirsiniz. Bugun gordum. Oldukca uzun ve fena sayilmaz. Ask ve entrika ile durtuklenmis. Ben B verdim. Kidman'in yuz guzelligi yaninda oyunculuk gucude artiyor. Biraz kilo alsa iyi olacak. Bir deri bir kemik. Kadin dedigin biraz balik etinde olacak

Posted: Mon Dec 01, 2008 2:00 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Cuma gecesi 00:30 da TRT 2 de cok hosuma giden bir film seyrettim.

Va, Vis et Deviens (Go, See, and Become) - (Bir Şans Daha diye çevrilmiş bize , Turkce alt yazili .2005 yapımı…

http://www.imdb.com/title/tt0388505/

http://www.film.gen.tr/film.cfm?fid=1777

Posted: Mon Dec 01, 2008 6:19 pm
by Alpay Dedeoglu
Madem bir dolu Balkan gocmeni var burada bende dun aksam tesadufen Fransiz TV5 te ''Le Dernier Seigneur des balkans'' (Balkanların son Agası) diye bir diziseyrettim. Butun spor yorumcularina beni sinirlendirdikleri icin tesekkur ederim cunku 4 bolumluk mini diziden haberim olmayacakti.

Necati Cumalinin ''Viran Daglar'' romanini (diger romani MAKEDONYA 1900) Arte sirketi dizi haline getirmis ,
10 milyon euroya Bulgaristanda cekmisler. Bir tane turk oyuncu ve personel yok, ama neredeyse tum karakterler Türk. Ne oluyor yahu niye herkes fransizca konusuyor, herkes Musluman, nasil is bu falan derken, seyrettik.

Bir actim , ünlü mübadele ile basliyor, Makedonya Türkler Anadoluya, Anadolu rumlarida Yunanistana diye basliyor. Elveda Rumelinin daha macera ve avantur sekli ama ortak nokta hep Balkanlari terketmis olmanin huznu vede mutsuz son.

Necati Cumali bir akrabasini bizzat yazmis. Zulfikar Bey diye bir karizmatik, capkin, egitimli ve de bilegi kuvvetli Osmanli Beyi , Osmanlinin elinden cikmasini bir turlu sindiremiyor , Anadoluya gitmeyi reddedip buna karsi mucadele ediyor.

YAPIMCI Fransizlar ''Yahu Turkler hic yardim etmedi'' diye sitem yapiyorlar ama romani bayagi degistirmisler, daha bir Arnavut-Fransiz-Yunan ucgenine oturtup, hikayeyei uzatmislar.

Buda Hurriyetten:

''2001 yılında yaşama gözlerini yuman ünlü şair ve yazar Necati Cumalı’nın ‘le dernier seigneur des balkans’ (balkanların son beyi) adıyla fransa’da yayımlanan ‘viran dağlar’ adlı romanı, fransız arte televizyonu tarafından dizi filme uyarlandı.

çekimlerinin tamamı bulgaristan’ın sofya şehrinde yapılan ve konusu 1900’lü yılların başında geçen film, 10 milyon euro’ya mal olurken, filmde 3 bin figüran rol aldı. film, 2005 yılı başlarında arte televizyonu’nda dört bölüm halinde yayınlanacak.

arte tarafından 2001 yılında tarihi içerikli romanlar arasında yapılan yarışmayı necati cumalı’nın ‘le dernier seigneur des balkans’ adıyla fransa’da yayımlanan ‘viran dağlar’ romanı kazanmıştı. roman, filme uyarlanmasına karar verilmesinin ardından 2003 yılında bulgaristan’ın sofya şehrinde çekildi. filmde 3 bin figüran yanı sıra, 180 oyuncu rol aldı ve 30 at, 50 otomobil, 60 doğal dekor kullanıldı. dizi filme ‘zülfikar le grand’ (büyük zülfikar) adı verildi. film hakkında haberler yayımlayan fransa’nın önde gelen gazetelerinden le monde ve l’humanite, necati cumalı’dan ‘ünlü türk yazarı’ diye söz etti.

necati cumalı’nın ‘viran dağlar’ isimli kitabının fransızca’ya çevirisini yapan dr. orhan altan, cumalı’nın öldükten sonra bile bıraktığı eserler ile türkiye’yi yurtdışında temsil ettiğini söyledi. altan, ‘fransa’da artık necati cumalı ismini duymayan kalmayacak’ diye konuştu.

fransızlara karşı halkı ayaklandırdı

1900’lü yılların başlarında varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen zülfikar, okumak için gittiği selanik’te bir grup fransız’ın osmanlı devleti’ni yıkmak isteyen azınlıklara silah yardımı yaptığını görür. daha sonra bu yardımı yapan fransızlara karşı halkı ayaklandırmaya çalışan zülfikar hakkında yakalama kararı çıkarılır. romanda zülfikar’ın başından geçen maceralar anlatılırken, eser ise adını hicaz makamındaki rumeli türküsü ‘viran dağlar’dan alıyor. //

iç. hürriyet, 5 ağustos 2004


http://www.imdb.com/title/tt0478934/


www.youtube.com/watch?v=vrOtfGzj_OA

http://www.tv5.org/locaux/asia/pop_prog ... p?id=55479


BIR SONRAKI bolum TV5 MONDE'DA FRANSIZ SAATI 18:30, TAHMINIM IZLEYEN PAZAR AKSAMI TEKRARI VAR.


BU DA EK BILGI:

Milliyet 15.Kasim.2005 Melih Asik - Viran Daglar

Viran Daglar


Fransa'da yaþayan emekli iktisatçý Orhan Altan, geçmiþ yillarda Necati Cumali'nýn Viran Daglar adlý kitabýný okumuþ. Çok etkilenmiþ. Yazarýn iznini alarak kitabý Fransýzcaya tercüme etmiþ.
Fransa'da hayli beðenilen kitabý Fransýz, Alman ortak kültür televizyonu ARTE filme çekmek istemiþ... Gerekli izinleri almýþ. Filmi iki yýlda bitirmiþ...
Geçen hafta filmin kokteyli yapilýyor Paris'te...
Orhan Altan da davetliler arasýnda... Orhan Bey heyecanla yerleþtiði koltuðunda filmi izlerken hayretler içinde kalýyor. Çünkü romanla ilgisiz bir film çýkmýþtýr ortaya. Film Yunanistan, Bulgaristan ve Makedonya'da çekilmiþ. Roman da oralarda geçiyor. Ama senaryo, filmden çok farklý olarak, Yunanlýlarý, Bulgarlarý, Makedonlarý memnun edecek þekle dönüþtürülmüþ. Verilen arada Orhan Bey filmin yapýmcýlarý Michel Leviant ve Michel Farvart'a romaný tanýnmaz hale getirdikleri için sitem ediyor. Aldigi yanýt:
- AB ile müzakereler öncesinde Avrupa'da Türkiye'ye karþý olumsuz bir hava eserken ülkenizin avukatlýðýný yapan bir film yapmamýz iyi olmazdý... O yüzden romaný biraz makasladýk..
Avrupa'da lobimiz ve aðýrlýðýmýz yok. O yüzden gelen geçen vuruyor. Vuracak da...
Not: Filmin ilk bölümü 18 Kasým 2005 Cuma günü Türkiye saatiyle 20.30 da ARTE kanalýnda izlenebilir.

Posted: Tue Dec 02, 2008 1:14 am
by Kenan Atak
Ismail Gezer wrote:
Benim anladığım, Çağan Irmak her zaman için yapmak istediği filmle yaptığı film arasında kalmış bir sinemacı. Sanki “Mustafa Hakkında Her Şey” bir gay erkeğin bir taksiciye olan aşkını anlatması gerekirken özünden saptırılmış, bambaşka bir öykü olarak sunulmuş. Büyüyünce gay sinemacı olacak bir çocuğun hikâyesi olabilse sırıtmayacak “Babam ve Oğlum” ise 12 Eylül ve taşra melodramı arasında gizlenmiş kalmış.

Bu açıdan dürüst bir sinemacı olduğunu da söyleyemem Çağan Irmak’ın. Filmleri altmetin okumalarına fazlasıyla açık, bir sürü gönderme var ama hiç altı doldurulmuyor.

O.E
Sen hele kendin hakkında dürüst olmayı öğren önce...
????????????????????????????????????????

Posted: Tue Dec 02, 2008 1:19 am
by Kenan Atak
Alpay Dedeoglu wrote:Madem bir dolu Balkan gocmeni var burada bende dun aksam tesadufen Fransiz TV5 te ''Le Dernier Seigneur des balkans'' (Balkanların son Agası) diye bir diziseyrettim. Butun spor yorumcularina beni sinirlendirdikleri icin tesekkur ederim cunku 4 bolumluk mini diziden haberim olmayacakti.

.
Ben de izledim muthisti. Muzigi de harika idi Theodorakis'in cok az bilinen ama bana göre en muhtesem parcasi Epihanie Averoff da cok yakisti bu diziye.

Posted: Wed Dec 03, 2008 11:52 am
by Ali Kaya
:) :shock: :evil:

Image