Page 8 of 10

Posted: Tue Mar 25, 2008 2:40 pm
by Alpay Dedeoglu
Surada son 8 yildir yazdiklarimdan ozellikle AIGle ilgili yasananlar ile
yazdiklarimdan birsey ogrenemediysen problem bende degil.

''Sen bu lafin altinda kalacak adammiydin'' diye baskalarini dolduracagina oku ogren takip et. Cunku su anda Internette bu konuda arastirana buyuk bir bilgi var.

Tabii kaale alinmayi istiyorsanda takma isimle degil, gercek ismin yazda herkes samimiyetini anlasin. O zaman Umuma acik bir alanda sorumluluk tasiyan biri olarak yazabilirsin.

Posted: Tue Mar 25, 2008 2:56 pm
by Ismail Gezer
Usta kalem Hıncal Uluç, geçtiğimiz hafta sonu yapılan kongrede Adnan Polat'ın Galatasaray'ın yeni başkanı olmasını değerlendirdi. Uluç Fotomaç'taki köşesinde şunları yazdı;

"Adnan Polat, Özhan Canaydın'ın kuklası, maketi, maskotu olarak göreve devam etmektedir. Durum daha birinci günden belli oldu. Özhan Canaydın başkanlığı bıraktı, iyi de etti. Ben Hıncal Uluç olarak, onun 30 yıllık bir dostu olarak en azından sağlığı açısından, bu işi bırakmakla çok iyi yaptığını düşünüyorum. Çünkü ciddi rahatsızlığı var Özhan Canaydın'ın... Bu ciddi rahatsızlığın ömrünü kısaltmaması için stresten tamamen uzak, hatta stresten tamamen arınmış bir hayat yaşaması lazım. Galatasaray Başkanlığı ise günün 24 saati, gece başını yastığa koyduğun zaman dahil stresi devam eden bir iş. Şimdi Özhan Canaydın bu stresten kurtulur. Ailesini yanına alır, gezer, dolaşır, eğlenir, keyfine bakar. Bu bakımdan dostu olarak, arkadaşı olarak çok mutluyum. Ama Özhan Canaydın'ın kendi gidiyor ama bütün şeyleri Adnan Polat ile devam ediyor. Çünkü Adnan Polat kendi kafasındaki işlerden hiçbirini yapamadı. Galatasaray'a başkan olmak için Özhan Canaydın'ın desteği olması gerektiğini düşündü ve Özhan Canaydın'ın desteğini almak için de Özhan'ın bütün taleplerini kabul etti, bütün ödünleri verdi. Bunun en çarpıcı örneği Abdurrahim Albayrak...

..."Galatasaray için ölür" derler ya bu öyle... Lafın gelişi değil, Galatasaray için ölür ve Abdurrahim Albayrak cebinde akrep olmayan ender Galatasaraylılardan. Para lazım olsun anında çıkarır verir. Bugün git yarın gel değil. Futbolcuya mı para lazım, amatör şubelerden birisine mi para lazım, kulübe mi para lazım, anında çırpınır. Böyle birisi. Yani Adnan Polat'ın yanına ilk alacağı adam... Ve Abdurrahim Albayrak ile anlaşıyorlar. "Tanıtım kokteylinde tek örnek kravat takılmasını istedi Adnan Polat. Benim takacağım sarı-kırmızılı kravatı da gönderdi. Ben o kravatı bağlarken, 'gelme' diye telefon geldi" diyor. Düşünebiliyor musunuz? Niye? Çünkü Özhan Canaydın ve onun arkasındaki lisecilere göre Abdurrahim Albayrak, Galatasaray'a yakışmayan bir kıro, bir maganda. Bunlar asiller, aristokratlar ya!..

... Şimdi o zaman bu Adnan Polat nasıl bir Adnan Polat'tır? Yönetimi kuracak. Bu kukla bir yönetimdir, başından çürük başlamış bir yönetimdir. Özhan Canaydın'ın adamlarının hepsi hemen hemen sürüyor, hepsi devam ediyor. Değişen bir şey yok. Son zamanlarda söylediğim bir laf var. 'Şaka' diye alıyor millet: Doğrudur. "Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak" diye bir laf var. O süreç başlamıştır. Çünkü yakında 'Galatasaray' diye bir şey kalmayacak. O zaman zaten herkes mecburen Fenerli olacak.

FOTOMAÇ


Umarım böyle olmamıştır!

Posted: Tue Mar 25, 2008 3:49 pm
by Murat Kara
Alpay Dedeoglu wrote:Surada son 8 yildir yazdiklarimdan ozellikle AIGle ilgili yasananlar ile
yazdiklarimdan birsey ogrenemediysen problem bende degil.

''Sen bu lafin altinda kalacak adammiydin'' diye baskalarini dolduracagina oku ogren takip et. Cunku su anda Internette bu konuda arastirana buyuk bir bilgi var.

Tabii kaale alinmayi istiyorsanda takma isimle degil, gercek ismin yazda herkes samimiyetini anlasin. O zaman Umuma acik bir alanda sorumluluk tasiyan biri olarak yazabilirsin.
Imkansizi istemek neyse de yazmadigim bir seyi neden tirnak icine aldin ki Alpay?

Ben cok ilgilenemiyorum GS isleri ile. Maclari bile zor takip edebiliyorum. O nedenle de az yaziyorum burada. Ve defalarca da buradaki futbol bilginlerinin yaninda caycilik yapacak seviyede oldugumu da yazdim. Benim buraya katkim, uzaktan 'gozlemlere' dayanmakla sinirli. O nedenle kaale alinmayi filan hic beklemiyorum. Ayni nedenle hata yapma payim da yuksek! Ote yandan kimse ile de kavga dogus icin yazismam. Ancak dogru bildigimi de soylerim. Senin yapmaya calistigin gibi bunun ucu asagilanmaya, tehditlere varsa bile.

Fazla ilgilenemeyisim bu forumdan okudugum seylerin oneminin daha da arttiyor. O nedenle yorumlarimi da bu forumda ki malzeme ile sinirli tutmaya calisiyorum. Ister samimi bul ister bulma o benim kontrol edebilecegim bir sey degil.

AIG konusunda buradan epey teknik bir sey ogrenmistik (zararsiz sirket vs.) Cok insan yazmisti simdi hatirlamiyorum senin yazilarini fazla. Turgay Seren ise daha bir atesli yazarak, elinde eteginde ne varsa dokmustu o konuda. Eger kacirmadiysam, ne burada ne de gazetelerde bu kadar bariz bir sekilde yanlis olan AIG olayini organize eden 'sebekenin' icinde yer alanlar ve bu kisilerin cikarlarina dair hic bir sey ogrenemedik. Bunu klup icindekilerin cogunun bile bilmedigi belli oluyor ama en azindan klup icersindeki bilgilerden yapilacak cozumleme,uzaktan yapilacak cozumlemeye gore daha oturakli olabilir. Ancak boyle bir cozumlemeyi yapabilmek icin nesnel bakabilmek lazim klup islerine.

Bunun yerine yonetimdeki herkesin, eninde sonunda klubun yararina is yapacagi seklinde cok zararli bir mantik yerlesmis.

Bugun bile o kazigi GS'ye atanlara hesap sorulmasi gundemde degil. Bunun boyle olmasinin en buyuk nedeni ise GS yonetimine karsi ciddi mucadele verecek hic kimsenin olmamasi klupte. Bunu anlamak icin cok da icerde olmaya veya futbol bilmeye gerek yok! Buyuklu, kucuklu, tarihte cok benzeri var bu durumun.

Sen konuyu degistirmeden once asil konu elbette buydu. Yani yonetim ve onun icinde bulundugu mantik krizi. Ozgur'un yazdiklari da aydinlatici seyler. Senin ona 'hop biraz yavas ol' eglimi ile yanasmana da dikkat cekmek geregini duydum ("Biraz sakin olurmusun? Sen agzina liseyi bu kadar dolarsan, tribündeki adam ne yapar?") cunku bu durum senin klup yonetimine bakis acini ozetleyen bir durum. Hatta bir kelime bile icat etmisler bu durum icin: platonik

Posted: Tue Mar 25, 2008 4:16 pm
by Ismail Gezer
Cim Bom'a Riva şoku!

Galatasaray'ın “bütün borcu sıfırlar” diye umut bağladığı Riva arazisi, 2.5 milyon YTL’lik borç yüzünden icradan satılacak.

Tebernüş Kireççi

Galatasaray Spor Kulübü’ne ait İstanbul’un en bakir banliyösündeki villa imarlı 1 milyon 175 bin metrekarelik Riva arazisi icradan satışa çıkarıldı. Tahmini bedeli 146 milyon 875 bin YTL olan arazinin satışı 28 Nisan’da Beykoz İcra Müdürlüğü’nde gerçekleştirilecek. Alıcı çıkmaması durumunda satış 8 Mayıs’ta tekrarlanacak. Toplam 280 milyon dolar borcu olduğu tahmin edilen Galatasaray Kulübü, üçüncü köprü projesiyle birlikte değerine değer katacak Riva’daki arazinin tüm borçları kapatacak bir değer olduğunu düşünüyor. Ancak söz konusu arazi 2.5 milyon YTL’lik bir borç yüzünden icradan satışa çıkarılma tehlikesi ile karşı karşıya. Arazide ayrıca Vakıfbank’ın da 100 milyon YTL’lik ipoteği bulunuyor.

Kulübün Ata Menkul Değerler’e olan borcu ise halka arz döneminden kaynaklanıyor. GS yönetimi halka arz projesi kapsamında Ata Menkul Değerler’le sözleşme imzalamıştı. Ancak daha sonra Kulüp halka arzı başka bir kurumla yapmayı tercih etti. Bunun üzerine Ata Menkul de mahkemeye giderek sözleşmeden doğan hakkının peşine düştü. Dava sonucunda kulübün Ata Menkul Değerler’e 2.5 milyon YTL ödemesi kararlaştırıldı. Ancak bu borç ödenmedi.

Galatasaray Kulübü’ne yakın çevreler, Adnan Polat’ın yeni yönetime giren kişilerden acil ödemeler için para topladığını, Ata Menkul Değerler’in borcunun da bu kapsamda ödeneceğini ve icradan satışın engelleneceğini belirtti.

VATAN


VAH VAH VAH!

Posted: Tue Mar 25, 2008 6:33 pm
by Ozgur A. Boztepe
Ismail Gezer wrote:Cim Bom'a Riva şoku!

Galatasaray'ın “bütün borcu sıfırlar” diye umut bağladığı Riva arazisi, 2.5 milyon YTL’lik borç yüzünden icradan satılacak.
Tebernüş Kireççi


VATAN


VAH VAH VAH!

Hayret, vatan normalde iyi haber verir, ama 2.5 milyon ytl icin Rivanin kaybi pek mantikli gelmiyor. Oderler biter.

Alpay abi (kac yasinda oldugunu bilmedigim icin daha once abi demedim ama ben 27 yasindayim ve sanirim benden buyuk) Grankur'u cok guzel anlatmis, okula gidip siralara oturasim geldi.

Ve aklima Monaco maci geldi. Fransadaki ilk mac. Avrupada one ciktigimiz en onemlli macti bence. Skor yuzunden degil sadece, galatasaray kafilesinin davranislariyla avrupayi fethetti macti. Savaronayi bile monaco sahiline cektirmisti o agirligiyla Galatasaray.

Galatasaray lisesinden verilen degerler, davranis bicimi, hayata bakis acisi cok etkili olmustur Galatasarayin avrupadaki basarilarinda ve cok onemli bir yer tasir. Galatasaray kulturu, avrupadaki ust duzey klup mantaliteleriyle 1'e 1 dir. Bu yuzden fenerbahce ne kadar kurumsalasirsa kurumsallasin, ne kadar iyi takim olursa olsun Blitezkrieg taktikleri ile avrupada kalici olamaz diye dusunuyorum. Avrupada kalici olmak icin oturmus bir kultur gerekir, Milan sadece oyuncular ve kurum sallasmis yapi degildir, Milan cok daha fazlasidir, Milan bir kulturdur, liverpool bir kulturdur. Bu yuzden Milan'dan cok daha fazla kurumsallasmis, cok daha pahali, cok daha zengin olan Inter Milan'dan kat ve kat basirilidir. Iste avrupanin buyuk takimlarinda olmasi gereken bu kultur Galatasaray futbol takimina Galatasaray lisesinden gelir.

Bu demek degildirki Liseden gelen biri diger bir taraftardan ustudur. Ama lisenin bu kulturu tasiyan bireylerini korumasi son derece dogaldir.
Dogal olmayan bu sevgi ve saygi kulturunun, bireylerin cikarlari icin kotu niyetli kullanilmasidir. Is yapabilicek insalarin biraz telkinle biraz olsun bunyeye dahil edilicegine, bu kulture bir sekilde alisiricagina dislanmasidir. Kabul ediyorum bu is kolay bir is degildir, ama lise kulturune dayali 2.nci bir klup kulturu kurulup tarafara asilanabilir, boylece tam olmasada bir derece butunluk saglanir.

Ama dislama, ve sistemin suistimali icerden bile rahatsizlik yaratiyorsa, disardan ne kadar kotu hisler uyandiracagini tahmin etmek zor olmaz. Tabii bu dinamikler zaten kotu niyetli olaya yaklasan insalari kapsamaz.

Onemli olan lisenin klube verdigi degerleri unutmayip, GS sevgimizi tabandan genise yaymak. Kotu niyetli grup ve insalar disinda hosgorulu davranmak, bu kulturu suistimal edenlerle kibarca yollari ayirip, insan dogasiyla ortaya cikan problemleri elimine etmektir.

Posted: Wed Mar 26, 2008 5:42 am
by Murat Kara
Bugun hasta yatiyorum ve hic gulesim yoktu! Ama GS yonetimi cok maharetli bu konuda.

Yorumsuz: http://fanatik.ekolay.net/Fanatik/Defau ... 9&CatId=32

Posted: Wed Mar 26, 2008 5:07 pm
by Cengiz Akgun
Murat Kara wrote:Bugun hasta yatiyorum ve hic gulesim yoktu! Ama GS yonetimi cok maharetli bu konuda.

Yorumsuz: http://fanatik.ekolay.net/Fanatik/Defau ... 9&CatId=32
Hayatlari taklit olanlar boyle "ozgun mal" (ingilezcesi Intellectual Property) kavramini hala anlayamadiklari icin boyle gulunc islerde ellerinde bogrunde kalir. Cunku hayatlari calmakla geciyor. Sana yedirtirler mi? Elinde boyle patlar. Ama ben kenefe mudur yapmam dedigimde boyle alinanlarin cikmasi ve bana akil ogretmege kalkmalari cok ilginc.

Posted: Wed Mar 26, 2008 6:16 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Daha once de konusmustuk Cengiz agbi, Galatasaray markasinin korundugu konusu bile muallak. Oysa dunya uzerindeki en ciddi zenginlik su anda fikri mulkiyet haklarinda ve bundan dogan lisans gelirlerinde. Aslinda Polat'in programinda gelir getirici unsurlar arasinda bunun olmamasi bir eksiklik, Galatasaray ismi, rengi ve resmi Turkiye'de, Avrupa'da ve belli basli ulkelerde korumaya alinarak (en fazla 20-30 bin dolardir bunun ceremesi) ciddi bir kaynak yaratilabilir.

Diger taraftan ben Riva'nin haciz yolu ile satilmasina taraftarim. Nasil olsa baska turlu satilmaz, gelir gelirdir :?

Posted: Wed Mar 26, 2008 7:50 pm
by Cengiz Akgun
Ufuk Sezekkaplan wrote:Daha once de konusmustuk Cengiz agbi, Galatasaray markasinin korundugu konusu bile muallak. Oysa dunya uzerindeki en ciddi zenginlik su anda fikri mulkiyet haklarinda ve bundan dogan lisans gelirlerinde. Aslinda Polat'in programinda gelir getirici unsurlar arasinda bunun olmamasi bir eksiklik, Galatasaray ismi, rengi ve resmi Turkiye'de, Avrupa'da ve belli basli ulkelerde korumaya alinarak (en fazla 20-30 bin dolardir bunun ceremesi) ciddi bir kaynak yaratilabilir.

Diger taraftan ben Riva'nin haciz yolu ile satilmasina taraftarim. Nasil olsa baska turlu satilmaz, gelir gelirdir :?
Evet ben uydurayim dedim Turkcesi "Fikrei Mulkiyet" imis.

Eee iste kalktilar neydi o "aslan parcalari mi" idi ne idi ha simdi hatirladim "ultrasalanlar" adi altinda klub ile alakali renkleri ile urun yaptilar sattilar. Sonra boburlenerek bunu GS'yimiz devrettik diye anlattilar. Bu arada vurgunu vuran vurdu.

Benim esim bu iste Ufuk. New Yorkta Uluslararasi bir IP firmasinda. Bunlar muhendis-bilim adami avukatlarin kurdugu sirketler. Yaptiklari Amerika disindan Amerikada pazarlanacak mallara Amerikada IP ve TM tescil ettirmek. Oturduklari yerde para kiriyorlar. En buyuk para ilac isinde. Elbette Amerikan firmalari da uluslararasi pazarlarda satacagi mal bunlar araciligi ile diger ulkelerde tescil ettiriyorlar. Bunun gibi yuzlerce firma var Amerikada. Amerikadaki USPTO (United States Patent and Trademark Office) hesaplari var. Aslinda ayni Amerikadaki "real estate" dedikleri tasinmaz mallarin alim satimindaki bosa para verilen avukatlar gibi bu office muraccat icin de avukata luzum yok. Isleri sirkette memurlar yapiyor. Turkiyedeki notere cok benziyorlar. Eger patent'e biri sulanirsa olay mahkemelik oluyor. Olmadan once uyariliyorsun elbette. O sure icinde yapilan kardan pay istiyorsun. Vermezlerse mahkemelik oluyorsun. Mahkemde dava acip yuruten avukatlar o zaman lazim oluyor. Her firmada bir iki hazir avukatlar var bu durum icin yoksa da disardan tutuyorlar. Ama asil para ve kar bu basvuru isinde yani isleri paper-pushing dedikleri burokratlik. Isin guzel tarafi patent bir sure sonra bitiyor (galiba bazi urunler icin 14 sene omru var) Ondan sonra tekrar basvurmak zorundasin. Patent'in orasini burasini degistirip tekrar bas vuruyorsun. Bu isleri iyi bildikleri icin parayi bunlar goturuyor. Cokta zevkli bir is bu patent isi. Turkiyeden Az daha bir ara bosta kaldigimda tercumanlik isine baslayacaktim bu is icin. Her babayigit teknik documani tercume edemez. Konuyu bilmesi lazim. Teknik terimleri bilmesi lazim.

GS rengini maskotunu tescil ettirmeli dunya capinda elbette. Ettirdik filan diyorlar ama ne adar dogru bilmiyorum.

Posted: Wed Mar 26, 2008 8:37 pm
by Ozgur Huseyinoglu
Murat Kara wrote:Bugun hasta yatiyorum ve hic gulesim yoktu! Ama GS yonetimi cok maharetli bu konuda.

Yorumsuz: http://fanatik.ekolay.net/Fanatik/Defau ... 9&CatId=32
Gulmeni yarim kesmek gibi olmasin Murat Hocama ama, haber resmi sitede yalanlanmis:
Zorunlu Açıklama

Dün Hürriyet Gazetesi’nin spor eki Hürriyet Spor’da, bugün de Fanatik Gazetesi’nde çıkan, Amerikan Warner Bros. Şirketi'nin, Galatasaray Store’larda satışta olduğu varsayılan Taş Devri (Flintstones) tasarımlı tişörtleri avukatları aracılığı ile toplattığı yönündeki haberler gerçek dışıdır.

Flintstones karakteri kullanılarak herhangi bir üretim gerçekleştirilmediği için haberlerde sözkonusu edilen gelişmeler tamamen hayal mahsuludur.

Galatasaray Store'un, Galatasaray taraftarının Fenerbahçe kupa maçında gerçekleştirdiği tribün koreografisinden esinlenerek profesyonel bir çizere hazırlattığı çalışmalar satıştadır ve taraftarlarımızdan büyük ilgi görmektedir.

Haberi yapan gazeteleri kamuoyunu doğru bilgilendirmeye davet ediyoruz.

Kamuoyuna duyurulur.

Galatasaray Spor Kulübü
İletişim Koordinatörlüğü
Bahsi gecen t-shirt:
Image

Posted: Wed Mar 26, 2008 10:18 pm
by Levent Guntay
Cengiz Akgun wrote: GS rengini maskotunu tescil ettirmeli dunya capinda elbette. Ettirdik filan diyorlar ama ne adar dogru bilmiyorum.
Sari kirmizi GS amblemini Amerika'da bir tekstil firmasi tescil ettirdi diye biliyorum. Birkac sene once burada o sirketin linki verilmisti. Adamlar GS'nin urunlerinin Amerika'da satilmasi icin para istiyorlardi.

Ayrica Hincal Ulus GS markasinin hakkinin Inan Kirac'in elinde oldugunu ve uluslararasi alanda tescil edilip daha fazla gelir elde edilmesini engelledigini falan yazmisti. Ne derece dogrudur bilinmez.

Dogan Medya Gurubu gercekten ilginc. D-Smart ile GS'in Avrupa mac yayinlarini aldilar. GS ile is iliskileri var her konuda. Bu yalan haberlerin karsiliginda nerden nasil bir cikarlari var nasil bir amaclari var bilemiyorum. Cunku GS hakkindaki aptalca yalan yayinlarin Dogan Grubuna ekonomik bir faydasinin olacagini zannetmiyorum.

Posted: Wed Mar 26, 2008 11:40 pm
by Murat Kara
Ozgur Huseyinoglu wrote:
Murat Kara wrote:Bugun hasta yatiyorum ve hic gulesim yoktu! Ama GS yonetimi cok maharetli bu konuda.

Yorumsuz: http://fanatik.ekolay.net/Fanatik/Defau ... 9&CatId=32
Gulmeni yarim kesmek gibi olmasin Murat Hocama ama, haber resmi sitede yalanlanmis:
Zorunlu Açıklama
Boyle bariz yalan durumunda neden mahkemeye vermezler Fanatik'i anlamis degilim. Bedava gelir kapisi ne guzel.

Bu arada daha da fazla guldum ben bu ise. Adamlar Fred Cakmaktasi, Ferdi Cakmaktas yapip turklestirmisler sirf telif hakki odememek icin.

Bu evdeki cocuga carsidan bebek almak yerine evde birseyler dikip eline vermek gibi bir sey. Demek ki ekonomik durum gorundugunden de kotu. :!:

Hadi hepsinden gectik, Cakmaktasin imajini caliyorlar yine de. Adamin yuzunu Ferdi yaparak kultulunmaz bu isten. Neden o zaman baska birisini koymamislar oraya. Amac populer olan Cakmaktasin espirilerini kullanmak.

Hadi ondan da gectik diyelim. Ne zevksiz bir tisort bu birader. Bu espiri anlayisini ben bir yerden hatirliyorum. 20:45'miydi neydi?

Posted: Thu Mar 27, 2008 3:22 am
by Ufuk Sezekkaplan
Levent Guntay wrote: Sari kirmizi GS amblemini Amerika'da bir tekstil firmasi tescil ettirdi diye biliyorum. Birkac sene once burada o sirketin linki verilmisti. Adamlar GS'nin urunlerinin Amerika'da satilmasi icin para istiyorlardi.

Ayrica Hincal Uluc GS markasinin hakkinin Inan Kirac'in elinde oldugunu ve uluslararasi alanda tescil edilip daha fazla gelir elde edilmesini engelledigini falan yazmisti. Ne derece dogrudur bilinmez.
Levent once seni rahatlatayim, ABD'de GS ile ilgili 1 marka var o da Galatasaray Pazarlama AS adina tescilli. Su linke tiklar ve Galatasaray yazarsan durumu resmi olarak gorebilirsin. http://tess2.uspto.gov/bin/gate.exe?f=s ... 5ubq90.1.1. Elim degmisken bir iki yer daha gezdim. Malum Hincal'a guven olmaz, bu konuyu netlestirmek lazim :D . Bulduklarim:


1. Dunya Fikri Mulkiyet Teskilati (WIPO) korumasi altinda 18 ulkede korunan 2 markamiz var, bunlar Galatasaray Spor Kulubu 1905 + GS logosu (figuratif) marka ve Galatasaray Store. Haziran 2004'ten bu yana belli basli 18 Avrupa ulkesinde korunuyor, Ingiltere, Fransa, Italya, Romanya, Beneluks ulkeleri gibi. Marka sahibi Galatasaray Pazarlama Ticaret Sinai Turizm Yatirim ve Spor Faaliyetleri A.S.

Bu markanin GALATASARAY SPORT CLUB 1905, CLUB DE SPORT GALATASARAY 1905 ve CLUB DEPORTIVO GALATASARAY 1905 versiyonlari da koruma altinda.

2. ABD'de Galatasaray Spor Kulubu 1905 markasi taze tescil edilmis. Aralik 2004'te basvuru yapilmis, 25 Aralik 2007'de tescil gerceklesmis. Markanin sahibi yine Galatasaray Pazarlama A.S.

3. Almanya'da da Galatasaray Spor Kulubu 1905 markasi ile Galatasaray Store markaları yine Galatasaray Pazarlama A.S adina 2004'ten bu yana tescilli. Ama 3 uyanik 2003 yilinda Galatasaray ibaresini kendi adlarina, "sportif aktiviteler" icin tescil ettirmeyi basarmislar; adlari Ali Yigit, Oktay Kara ve Volkan Tüfekciyasar.

Galatasaray ibaresi milletlerarasi alanda taninmis statude oldugundan (well-known trademark) bu marka Almanya'da dava ile iptal edilebilir. Ama bu yapilana kadar su 3 uyanik Galatasaray isminden menfaat saglar. Hatta yerine gore basa bela da olabilir.

4. Turkiye'de 7 markamiz var. Galatasaray GS 1905 (2 adet), Galatasaray Lisesi, Galatasaray Store (2 adet), Galatasaray Spor Kulubu 1905 (2 adet (WIPO ve ABD'de tescilli olan). Tum bu markalar Galatasaray Pazarlama A.S adina 2004'ten bu yana tescilli.

Benim gordugum kadariyla 2004'ten bu yana iyi duzeyde bir marka korumasi saglanmis. Bunu da tek bir cati altina toplanmasi dogru, sadece Galatasaray Lisesi kurumsal niteligi nedeniyle liseye ait olmaliydi bence.

Tabii resmi koruma bir yana, bunlardan nasil gelir elde edildigi ayri bir calisma konusu. Ama ortada Inan Kirac falan yok. Bu markalardan biri icin bile Turk Patent Enstitusu kayitlarinda verilmis bir lisans gorunmuyor, yani GS PAzarlama AS markalari kimseye kiralamis da degil (lisans tipki tapu gibi TPE sicil kayitlarinda olmali, yoksa deger tasimaz).

Hincal'in isim hakki diye yaygara yaptigini ben de hayal meyal hatirliyorum. Ama kayitlar temiz. Inan Kirac'in veya bir baskasinin adi (Almanyada'ki 3 zibidi disinda) bir yerde gecmiyor.

Son olarak, CimBom ibaresi icin marka tescilimiz yok. Sadece 2004-2005 kesitinde CimbomCell diye bir marka tescil edilmis. Maalesef AVEA tarafindan.

Iste bir gelir nasil elden kacirilir, temiz ornek. Bu konuya "lisans gelirleri" basligi altinda yonetim bir el atmali bence.

Posted: Thu Mar 27, 2008 4:00 am
by Ozgur Huseyinoglu
Ufuk Sezekkaplan wrote:Elim degmisken bir iki yer daha gezdim. Malum Hincal'a guven olmaz, bu konuyu netlestirmek lazim :D . Bulduklarim: ...
Boyle 1 satirlik cevaplari pek abartmak istemiyoruz ama, arastirmanla laf kalabaligi yerine icraat urettigin icin tesekkur etmeden gecmek de istemedim...

Posted: Thu Mar 27, 2008 4:37 am
by Murat Kara
Ozgur Huseyinoglu wrote:
Ufuk Sezekkaplan wrote:Elim degmisken bir iki yer daha gezdim. Malum Hincal'a guven olmaz, bu konuyu netlestirmek lazim :D . Bulduklarim: ...
Boyle 1 satirlik cevaplari pek abartmak istemiyoruz ama, arastirmanla laf kalabaligi yerine icraat urettigin icin tesekkur etmeden gecmek de istemedim...
Ufuk'a verdigi detayli bilgiler icin tessekkurler ama butun bu bilgiyle tek bir seyin altini ciziyor: GS kendini tescil ettirme konusunda aktifmis.

Bu tescili takip etme konusunda Cengiz'in dedigi avukat sirketlerden tutmuslar mi acaba? Yoksa her koseye bir taraftar dikip, takip edin bakalim, sizin gibi koclar az bulunur mu diyorlar. Yoksa istedigin kadar tescil ettir, hic bir gelir elde edemezsin adamlari yakalayamadiktan sonra.

Adamlari yakalasan bile yukaridaki gibi senin baskalarina cektigin ayagi ('ne Fred'i kardesim, Ferdi bu Ferdi' ayagini) sana cekmeye kalktiklarinda diyecek birseyin de kalmaz. Iyi bir hakim, iste bak sen de bu konuda sabikalisin, o nedenle adami suclu bulmama ragmen sana odeyecegi parayi su miktar azaltiyorum deyiverir.

Bu arada yazilar ne zamandan beri uzun olunca guzel oldu? Bir satir icersinde 5 ayri noktaya deginmek ile, yuz satir icersinde tek bir noktayi guclendirmek arasinda secim yapmak zorunda degil ki kimse.

Mesela GS hirsizlik yapmis lafi salata oluyor ama marka tescili konusunda yapilan (ki dedigim gibi bu zincirleme bir olayin ilk halkasi) bilgilendirme raki yaninda izgara balik olarak sunuluyor.

Cok mu zor GS yonetiminin yanlis yaptigini kabul etmek? Hem de cocukca bir yanlislik!