Page 70 of 95

Posted: Tue Feb 03, 2009 8:35 pm
by Ismail Gezer
Ye ye bitmiyor memleketin parası...
Dicle Üniversitesi'nde ilaç skandalıDicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde önceki yönetimlerin döneminde ihtiyacı kat kat aşan ilaç alımı yapıldığı belirlendi.

Hastane yönetimi, alınan ilaçlara depoların yetmemesi üzerine bazı laboratuvar ve derslikleri ''ilaç deposuna'' çevirdi.

Alınan bilgiye göre, DÜ Rektörlüğüne Prof. Dr. Ayşegül Saraç'ın atanmasının ardından, DÜ Tıp Fakültesi Hastanesi yönetimi de değiştirildi. Hastanenin yeni yönetimi, hastane depolarındaki ilaçları araştırınca, ihtiyacı aşan çarpıcı alım rakamlarıyla karşılaştı.

Yapılan incelemeler sonucunda depolarda yıllarca yetecek kadar ilaç bulunurken, tekrar ilaç alımı ihaleleri yapıldığı ve miadı geçmiş çok miktarda ilacın olduğu belirlendi.

Hastane Başhekimi Doç. Dr. Sait Alan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, göreve geldiklerinde hastanedeki ilaç depolarının dolu ve gelen ilaçları koyacak yer kalmadığını gördüklerini söyledi.

Daha önce ihale edilmiş ilaçların gelmeye devam etmesi üzerine ilaçlara yer bulmak için tıp fakültesinin bazı dersliklerini ve laboratuvarlarını ''depoya'' çevirdiklerini anlatan Doç. Dr. Alan, şunları kaydetti:

''Önceki yönetimlerin aldığı ilaçları koymak için ondan fazla depomuz yetmeyince bazı laboratuvar ve derslikleri depoya çevirdik. Gelecek olan bazı alımlar için de firmalara (sizde kalsın daha sonra elimizdekiler bittikçe alırız) dedik. Bazı firmalar ise teslim etmeleri gereken ilaçları çabucak bize vermek istiyor. Onlar da 'nerede tutalım?' diyorlar. Yani firma da bunları koyacak yer bulamıyor."


-ONLARCA YIL YETECEK KADAR İLAÇ-

Doç. Dr. Alan, depolarda yaptırdıkları ve aylar süren sayım ve inceleme sonucunda bazı ilaçların onlarca yıl yetecek ölçüde satın alındığını belirterek, ancak ilaçların kullanım sürelerinin bu kadar uzun olmadığına dikkati çekti.

Açık kalp ameliyatlarında anestezi olarak kullanılan ve hastanelerinde 2008 yılında sadece 1 adet kullanılmış olan bir ilacın 4 bin adet satın alındığına işaret eden Alan, şöyle dedi:

''Hastanede Bactrim ilacı bir yılda 74 adet kullanılmışken, 2 bin adet alınmış. Yani 27 yıl yetecek kadar alım yapılmış. Açık kalp ameliyatında kullanılan anestezi ilacı Rapifen 2008'de sadece 1 tane kullanılmışken, tam 4 bin adet alınmış. Yani 4 bin yıl yetecek kadar Rapifen ilacı alınmış. Steril 900 bin adet ve steril olmayan 1,5 milyon olmak üzere toplam 2 milyon 400 bin adet eldiven alınmış. Firmanın yetiştiremediği 1 milyon kadar eldiven teslimatını ise iptal ettik. 850 bin şişe serum alınmış. Tansiyon ilacı Karvezit ise 152 yıllık ihtiyacı karşılayacak miktarda alınmış.''

-BİNLERCE İLAÇ VE MEDİKAL MALZEMESİNİN SÜRESİ GEÇMİŞ-

Depodaki incelemelerde tek tek sayımı yapılan ilaçlardan kullanım süreleri geçenlerin de belirlendiğini kaydeden Başhekim Sait Alan, ''Miadı geçenleri belirledik. Eldeki mevcut ilaçları gördük. Yıllık ihtiyacımızı bildiğimiz için fazla olanları belirledik. Şu anda miadı geçmiş 14 bin adet ilaç ile 8 bin 500 adet medikal malzemesi var. Bunlar çöpe gidecek. Bunların maliyetinin net rakamını çıkarmak zor ama milyonlarca TL'yi buluyor'' dedi.

Doç. Dr. Alan, fakülte dekanlığının konuyla ilgili soruşturma yapacağını ve ardından suç duyurusunda bulunacaklarını sözlerine ekledi.

AA

Posted: Tue Feb 03, 2009 10:26 pm
by Ismail Gezer
CNNTürk'te tarafsız bölgeyi izliyorum. Bir yahudi Filistinlileri savunuyor, adı Roni Margulies. Türk görünümlü peresseverlerse kafayı yemek üzere bu durumdan! :D

Posted: Fri Feb 06, 2009 6:45 am
by Ozan Ersoy

Posted: Sun Feb 08, 2009 4:13 pm
by Kenan Atak

Posted: Sun Feb 08, 2009 4:57 pm
by Ugur Sahin
Engin Ardıç, Hıncal'a freni patlamış kamyon gibi göbekten girmiş, iyi de girmiş.
Asıl sizlersiniz Atatürk düşmanları!

Arslan Amca'larının kucağında büyüyenler...
Hani şu "iktidarı sivillere bırakmamak" için direnip de tasfiye edilen amca canım...
Atatürk darbecilere şiddetle karşı, hatta düşman olduğu halde "kendilerinden menkul bir Atatürkçülük" adına darbe kışkırtmayı pek sevenler...
Atatürk her yerde ve her zaman "meclis üstünlüğünü" aradığı ve istediği halde, meclisin dışında ve üstünde, atamayla gelecek ve meclisin çıkardığı kanunları denetleyecek, beğenmezse veto edecek bir "faşist konseyi" kurmaya yeltenenler ve bu nedenle Atatürk'ten çok sert bir fırça yiyenler...
Atatürk'ü öldürmeye kalkıp da asılanların düşüncelerini ve düşlerini yıllar sonra kendilerine bayrak edinenler...
Atatürk'ün kurulmasına izin verdiği hatta kendi kız kardeşinin bile üye olmasını teşvik ederek desteklediği muhalefet partisini altı ay içinde kendi kendini kapatmaya zorlayanlar...
Atatürk kendisinden sonra Mareşal Fevzi Çakmak'ın cumhurbaşkanı olmasını vasiyet ettiği halde kapalı kapılar ardında İnönü lehinde kulis yapanlar...
"Recep Peker haklıydı, demokrasiye dönmemek gerekirdi" yazmaktan utanç duymayanlar... Demokrat olmamakla övünenler...
İnönü seçimde yenilince, iktidarın devir tesliminden önce "istersen darbe yapalım paşam" diye teklif götürenler...
Paralardan Atatürk'ün resimlerinin kaldırılmasına kılıf arayanlar, paralara yeniden Atatürk'ün resmini koyanlara gerici diyenler...
İmam-Hatip liseleri açanlar, din dersini zorunlu kılanlar, bir yandan da evvelce İmam-Hatip lisesi açmış olanlara hakaretten hiç geri kalmayanlar...
Yok "çarşaf açılımı" yok "Kuran kursu kapanımı" şeklinde siyasi soytarılık edenler...
Atatürk ordunun politikaya karışmasına şiddetle karşı olduğu halde orduyu her fırsatta politikaya karıştırmaya çalışanlar...
Dönem dönem, haşhaş ekiminin yasaklanması, Yunanistan'ın NATO'ya dönebilmesi gibi "Amerikan emirleri" doğrultusunda memleketi karıştırıp buna Atatürkçülük kılıfı uyduranlar...
Solu ezip, kesip, biçip sonra da büyük bir pişkinlikle solculuk iddiasında bulunanlar...
Memur diktasını ilericilik diye pazarlayanlar...
Halkın seçtiklerine küfür edenler...
"Hâkimiyet bila kaydü şart milletindir" ilkesine kayıt ve şart koymaya kalkanlar...
Beğenmedikleri partilere oy verenlere "bidon kafalı, göbeğini kaşıyan ayı" gibi ince iltifatlarla yetinmeyip şimdi de "palamut sürüsü" adını takanlar...
Atatürk ilkelerini "içki içip karılarla kızlarla kikirdemek" şeklinde yorumlayanlar...
Atatürk'ün düşmanları asıl sizlersiniz. "Çember sakallı ve takunyalı karikatür şeriatçısı" sizden daha dürüst.
http://arsiv.sabah.com.tr/2009/02/08/ha ... 739FF.html

Ugur

Posted: Tue Feb 10, 2009 11:59 am
by Kaan Önem

Posted: Tue Feb 10, 2009 12:16 pm
by Osman Kiciman
Kerem'in astigi Oktay Eksi yazisini gorunce aklima geldi. Dün esimle konustugumuz konuydu bu; Malum RTE en az 3 cocuk diye fetva vermisti. RTE 'ın cocuklarini Ramsey Gur pardon Remzi Gür'ün "sponsor" sifatiyla okuttugu sonra da "gemicik, ici dolu pirlantacik" seklinde tekniklerle gene RTE'in yakin ahbaplarinin kalkindirdigini dikkate alirsak ben de yaparim üj bej on cocuk be. Yeter ki sponsor gelsin kalkindirsin beni, pardon cocuklarimi :D

Hayir hayir kesinlikle iktidara geldikten sonra sponsorlari olan firmalara kiyak gecildiğini, ihale verildiğini, kanun degisikliklerinin onlara menfaat saglayacak sekilde yapildigini, asla ve kat'a dusunmuyorum! 63 adet cocukla ilgili haberlerin de kulliyen yalan / iftira olduguna, bu soylentilerin adamakilli sorgulandigina ve aklandigina da eminim.

Aksam AKPli bir abi ile CHPli Recep Selvi'yi fikir / zirva tokustururken gordum. AKP istatistiki olarak ulke genelinde fakirligi 3 puan azaltmis. (17den 14e dusurmus) Bu durumdan onceki hukumetler sorumluymus. Yaaa iste boyle, gene 1. cumhuriyet kabahatli her zamanki gibi...

Posted: Fri Feb 13, 2009 3:18 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
ALFIE topu atsana oglum
Abi evde coluk cocuk bekliyo gitmem lazim :D
YUHH !!

http://uk.news.yahoo.com/5/20090213/tuk ... dbed5.html

Posted: Mon Feb 16, 2009 12:01 am
by Cengiz Akgun
Bu zayiflama saglik filan konularinda kitap filan yazip TV'da epey ahkam kesenler var. Hepsi bu isten yuklu para kazanmaktalar. Internet'de her okudugunu bilimsel filan diye sanalar da bol. Bugun Yahoo'da Vitemin konusunda bir haber var. Bunu ilk defa duymuyorum. Hele sentetik vitaminlerin bir boka yaramadigi cok soylenir. Bu is milyarlarca dolarlik is. Doktorundan ilac sanayisine kadar bu isten yolunu bulan cok. Ingilizce bilenler icin asayim karari kendileri versinler yanlarinda bir avuc hapla gezenler.

http://health.yahoo.com/experts/healthn ... ivitamins/

Bu boyle kalp sagligi konusunda amazondaki Acacia bogurtleni yiyin filan diye bu industiye omuz verip bundan para kazananlar icin sanki tokat gibi patlayan bir bolum

Many doctors have also prescribed the antioxidants vitamin E and beta-carotene to reduce the risk of cardiovascular diseases and cancer. Alas, studies have now proven that these supplements are not protective--and may even be harmful.

Bu anioxidant bogurtlenin ya da sunun bunun suyunu cikarip sadece hakikisi bizde diye sisesini 40-50 dolara satanlar var. Hadi zarari olmasa anlayacagim cebe zarar diyecegim ama yukarda iddia edildigine gore sagliga da zararli olabilen ama ona buna dayanip bilip bilmeden su dedi filan diye icenler icin bir bilgi.

Posted: Tue Feb 17, 2009 12:22 am
by Murat Biricik
Habere bak hizzaya gel. Biraz once CNN Turk te izledim.

Kayseri Turk Egitim Sen Baskani Hitler in ruhuna helva dagitti. Egitimci bir ruya gordugunu, Hitlerin kendisi icin helva dagitilmaz ise hakkini helal etmeyecegini soyluyor. :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock:

Posted: Tue Feb 17, 2009 12:58 am
by Cengiz Akgun
Kafayi yiyenler bol. Iyi olmus fakir fukara helva yemistir. Keske Hitler 15 koyun iki dana filan deseydi ruyada. Asil Cem Yilmaz'dan daha komik bu olaylar.

Posted: Tue Feb 17, 2009 3:24 pm
by Murat Kara
Murat Biricik wrote:Habere bak hizzaya gel. Biraz once CNN Turk te izledim.

Kayseri Turk Egitim Sen Baskani Hitler in ruhuna helva dagitti. Egitimci bir ruya gordugunu, Hitlerin kendisi icin helva dagitilmaz ise hakkini helal etmeyecegini soyluyor. :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock: :shock:
Naziler her yerde hizla artiyor. Eger onlenmezse, onumuzdeki ekonomik deprasyonun sonucu 1930'lardan farkli olmayacak. Hatta bu sefer gaz odalari filan gibi pahali seylerle ugrasmazlar. Daha modern bir yol bulurlar.

Elbette kriz nedeniyle radikallesen halka karsi fasizmi iktidara getirenleri engellemek cocuk oyuncagi degil. Ama imkansiz da degil!

Neydi o? 'Kotulerin iktidara gelmesi icin iyilerin hic bir sey yapmamasi yeterli' gibisinden birseydi galiba.

Posted: Tue Feb 24, 2009 7:55 pm
by Mert Tokman
Cengiz Akgun wrote:Floridaki Clearwater Beach bu eyalete tatil icin gelmek isteyenlere tavsiye ederim. Hemen hemen en temiz ve en berrak plaj burasi.
Clearwater ve Sarasota'nin ustundeki Siesta Beach de benim en sevdigim iki plaj Florida'da... Bu hafta sonu bir konferans icin gittigim Tampa'da yine solugu Clearwater'da aldim... Cok guzel bir ahtapot yedim... Universiteden gecmiste birlikte ayni evde yasadigim arkadaslarimla bulusup tekne ile derin sularda balik avina ciktik... Ama orada da mertlik bozukmus... sonarla once balik kafilesini buluyorlar, oltanizi buraya atacaksiniz diyorlar - sen oltayi atip 3er 5er cekiyorsun baliklari - oyle oltayi atip saatlerce beklemek yok artik :) Yinede cok iyi vakit gecirdik...

TD degisikligini dun aksam dondugumde ogrendim - ona da kendi basliginda tepkimi veririm artik...

Posted: Tue Feb 24, 2009 8:41 pm
by Cengiz Akgun
Mert Tokman wrote:
Cengiz Akgun wrote:Floridaki Clearwater Beach bu eyalete tatil icin gelmek isteyenlere tavsiye ederim. Hemen hemen en temiz ve en berrak plaj burasi.
Clearwater ve Sarasota'nin ustundeki Siesta Beach de benim en sevdigim iki plaj Florida'da... Bu hafta sonu bir konferans icin gittigim Tampa'da yine solugu Clearwater'da aldim... Cok guzel bir ahtapot yedim... Universiteden gecmiste birlikte ayni evde yasadigim arkadaslarimla bulusup tekne ile derin sularda balik avina ciktik... Ama orada da mertlik bozukmus... sonarla once balik kafilesini buluyorlar, oltanizi buraya atacaksiniz diyorlar - sen oltayi atip 3er 5er cekiyorsun baliklari - oyle oltayi atip saatlerce beklemek yok artik :) Yinede cok iyi vakit gecirdik...

TD degisikligini dun aksam dondugumde ogrendim - ona da kendi basliginda tepkimi veririm artik...
New Jersey'in sogugunda iki ay onceki guzel gunleri andim yine sayende. Florida kar kis istemeyen yaz kuslarinin kisi gecirecegi yer. Yazin ise Main'e gideceksin. Su ekonomi dar bogazindan cikmadan bu iki eyaletde birer kafayi sokacak dam (gerci Florida da Cando olacak cunku evi ruzgara kaptirmak var) edinebilirsem ahir vaktimde iyi bir emeklilik olacak. Main'de Bar Harbor da Florida da Gulf tarafinda.

Posted: Wed Feb 25, 2009 6:26 pm
by Alpay Dedeoglu
Mert Tokman wrote:
Cengiz Akgun wrote:Floridaki Clearwater Beach bu eyalete tatil icin gelmek isteyenlere tavsiye ederim. Hemen hemen en temiz ve en berrak plaj burasi.
. sonarla once balik kafilesini buluyorlar, oltanizi buraya atacaksiniz diyorlar - sen oltayi atip 3er 5er cekiyorsun baliklari - oyle oltayi atip saatlerce beklemek yok artik :) Yinede cok iyi vakit gecirdik...
Budur iste olay. Zaten 2-3 saat icin gelmissin, ne bileceksin, denizi, baliklarin huyunu, nerede yemlendiklerini.