Sıçrama tahtası olarak görmelerini bende istemem ama böyle bir gerçek varken bizim onları suçlamaya veya zorla takımda tutmaya hakkımız varmı? Arda'nın şu anda yıllık ücreti ne kadarsa İngiltere'de bunun en az iki katını alacak(abartmıyorum).Bu durumda siz olsanız takımda kalmayı kabul edermiydiniz hakkınız olan parayı vermedikleri halde ? Hemde dünyanın en çok izlenen ve en heyecan verici liginden vazgeçerek? Ben olsam gitmek isterdim ve bunuda açık açık dile getirirdim yönetime.Metin Kuruçay wrote:Sevgili Mert ve Yasin,
Benzer görüşlere sahip olduğunuz için ikinize beraber yanıt veriyorum bu mesajda. (Sakın düşüncelerinizi değersiz bulduğumu sanmayın.)
Ben Galatasaray' da bir oyuncunun Galatasaray' ı sıçrama tahtası olarak kullanmasını kabul etmiyorum. Belki tekrar oldu söylediklerim ama bunlar benim samimi fikrim ve bütün düşüncelerime temel aldığım düşünceler.
Bu yüzden de C.Ronaldo gibi Arda' nın takımda tutulmasını doğru ve gerekli buluyorum. Kulübümüz bize gelecek oyunculara veya altyapıdan yetişen gençlerimize öncelikle Galatasaray' ın büyük bir kulüp olduğunu ve sıçrama tahtası olarak kullanılamayacağını, Avrupa' nın "Anadolu Takımı" olmadığını öğretmelidir.
Gelelim lig kalitesine... Şu an Anadolu Takımı tabir ettiğimiz takımların nerdeyse tümünün stad projeleri var. Hatta Banka Asya ligine düşen Rize bile stadını tamamladı. Buradan gelmek istediğim nokta şudur: Belki EPL ile Turkcell Super Lig arasında uçurumlar olabilir. Ancak gerek tesisleşme gerekse iyi oyuncuların ülkede tutulmasının lig kalitesini artıracağını düşünüyorum. Herşeye sürekli uzun vadeden bakmamalıyız.
Bir de şu var. Artık üzerimizdeki doğu' luluk kompleksini atmalıyız. Yani Avrupa Avrupa duy sesimizi sloganını bırakıp Avrupa' lı olmalıyız. Arda veya Mehmet Topal Liverpool' da oynayacak diye ben gururlanmamalıyım artık. Bırakalım bunları ve kendi takımımızı ve kulübümüzü o seviyeye getirmenin yollarını arayalım.
Ki bunlar yapılıyor. Kendi kulübümüzde devasa projeler üretiliyor. Bunlardan en önemlisi Aslantepe hayata geçti bile.
Bütün bunlar olurken, sanki kulüpte hiç birşey değişmiyormuş gibi eski tas eski hamam "satalım ve kar edelim" düşüncesini anlamakta zorlanıyorum.
Aslantepe yapıldıktan sonra Galatasaray' ın paraya ihtiyacı mı olacak? O futbolculardan gelen para ile ne yapılacak?
6 yabancı ile çıktığınız lig maçlarında 5 yerli oynatıyorsunuz zaten. En önemli yerli oyuncularımızı satarak hangi hedefin peşinde koşacağız?
Benim düşüncemde şu var. Lig kaliteli olmayabilir. Ama bu ligin Bayern Münih' i Galatasaray' dır.[ Bayern' den ne kadar zor futbolcu alıyorsanız, Galatasaray' dan da o kadar zor oyuncu alabilirsiniz. ]
Turkcell Süper Ligi, hiç bir zaman EPL seviyesine gelemeyecek, bunu hepimiz biliyoruz. Gelemeyecekse kaderimiz budur diyerek teslim olmak yerine mevcut potansiyelimizi harekete geçirip[ki adımları atılıyor] zihniyetimizi değiştirmemiz gerekiyor. Hem de acilen.
Eğer altyapı ile bir yerlere gelinseydi, Ajax mevcut durumda en güçlü kulüp olurdu. Peki öyle mi? Siz son yıllarda Ajax' ın hangi başarısını duydunuz? Yani yetiştirdiklerinizle altyapıdan adam çıkararak ve satarak başarı modeli geliştirmeniz Ajax gibi bir kulüpte bile işledi mi?
İşlemediyse, işlemeyen modeli neden örnek alıp Avrupa' nın küçük kulüplerinden biri olalım?
Hıncal Uluç bazen yazar bu tip konularda; kendimizi küçük görüyoruz diye. Haklı. Ne zaman bir Avrupa Şampiyonası olsa hep kötümserlik ve kendimizi hakir görme hakim olur geniş çevrede. Oysa bu böyle değildir. Her başarımızı da "doğu" mantığı ile birilerini alaşağı ederek zafer kazandık edası ile yorumlarız. Bir kere de alaşağı edilmek istenen sısnıfa yükselmek düşüncesi kafalarımızda yerleşse fena mı olur? Neden hep kendimizi diplerde görüp bir yerleri yükseltiyoruz, yüceltiyoruz da sonra onlara karşı elde ettiğimiz başarıları tarihsel bir olay olarak görüyoruz. Bırakalım artık mucizeleri de onlardan biri olalım.
C.Ronaldo örneği bizim için uç bir örnek Manchester onu takımda tutmakla iyimi yaptı kötümü onu sezon performansına göre yorumlarız.Ben takımda kalmak istemeyen bir oyuncunun takıma faydalı olamayacağını düşünüyorum.
Üzülerek katılıyorumki evet Türkiye ligi hiçbir zaman Premier lig gibi olamayacak Galatasaray ne kadar büyürse büyüsün bu ligin Bayern'i olarak kalacaktır.Ve bizim maddi olanaklarımız Bayern'inkine yaklaştığı zaman bizim oyuncularımızda hakettiği paraları alacak ve avrupaya gitme konusunda kendilerini zorunlu hissetmeyecektir.Umarım bugünleri bizde görürüz ama şimdilik Arda ve M.Topal'ın 3-4 sene daha kalması (bu ücretlerle ve lig kalitesiyle) çok zor görünüyor. O yüzden ilk yazımda söylediğim gibi onların yıllık ücretlerini hakettikleri seviyeye çıkarırsak belki takımda kalma sürelerini uzatabiliriz.