Gorgen'e scouting sorulari ve raporlari

Forum Galatasaray Spor Kulubu ve Turk sporu hakkinda ayrintili haberler, yorum ve analizler, ogretici arastirmalar ve diger onemli spor olaylari hakkinda bilgi akisini saglamak, yazilanlari saglikli bir yapi cercevesinde dunyadaki butun Galatasarayli arkadaslar ve diger sporseverler ile paylasmak amaciyla kurulmustur.

Moderator: Staff

İzzet Kılıç
Posts: 11
Joined: Mon Jul 30, 2007 2:32 pm
Location: Ankara
Contact:

Post by İzzet Kılıç »

Dün gece bende izledim maçı. Zaten gecelerim bu aralar Copa Libertadores ile geçmekte. San Lorenzo ilk maçı 2-1 kazanmıştı. Arjantin maçlarını ve özellikle Boca-River-San Lorenzo arasında geçen maçları izlemek büyük keyif. Ortada gerçekten müthiş bir mücadele olmakta. İş birde Copa Libertadores ve rövanş maçı olunca...Maç neredeyse karakolda biter diyoruz ya hani, oraya gidiyordu.

Maç gerçekten çok ilginç kılan anlar, mutlaka üç kırmızı kartın çıkması ve Lorenzo'nun dokuz kişi kaldıktan sonra 11 kişilik rakibi karşısında olumlu paslarla pozisyonlar bulduktan sonra iki golü sıralayıvermesiydi.

Kendi adıma takip ettiğim iki savunma oyuncusu Bottinelli ve Gustavo Cabral'ı da izleme fırsatı buldum. Bottinelli'yi çok beğeniyorum ancak bu maçta gördüğü amatörce kırmızı kart ve yaptırdığı penaltı çok şaşırttı beni.

Bunun dışında özellikle ilk yarıda sol kanatta başlayan D'Alessandro'yu, agresif oyunu ile durduran Mati Fernandez ve orta sahada sol iç oynayan Abelairas'ı beğendim.

Diego neredeyse ilk yarıda iki üç San Lorenzo'luyu attırıyordu oyundan. Çok hareketli. Oyun görüşü de iyi. Ama bir Messi olamaz. Yine de büyük takımlarda oynayabilecek kapasitede.

Eski göz ağrımız Silvera artık yaşlanmış, nerede o eski kıvraklığı..

D'Alessandro ise Lincoln'den iyi lider olur. Her tartışmada girdi araya, kendisinden bir kafa büyük adamlara kafa tuttu. Bazıları gibi ortalığı karıştırıp kaçmıyor.

Arjantin Milli Takımına kadar yükselmiş River kalecisi Carrizzo'nun yaptığı bir hata var ki evlere şenlik. Topu ümitsizce izledi kaleye giderken. Ama şansı yaver gitti, dışarı çıktı.
Mehmet Marsan
Posts: 1946
Joined: Sun Oct 27, 2002 12:52 pm
Location: Washington D.C.

Post by Mehmet Marsan »

Dun gece MLS takimlarindan DC United – Chicago Fire macina gittim. Sevgili Mehmet Gorgen’in basliginin altina cok istedigi Gallardo’nun canli seyretigim ilk macinin izlenimlerini yazacaktim ama Marcello sakatmis, ortada gorunmedi. Mac cocuklugumda seyrettigim Hacettepe-Ankara Demirspor kivamindaydi. Bunu sadece futbol kalitesi olarak degil sahadaki oyuncularin sekilsizligi yuzunden soyluyorum. Sahada genel futbolcu tipleri disinda kalan kisa, sisman, ince uzun, adaleli, yasli adamlar doluydu. DC’nin forveti 1.50 acaip zipliyor, Chicogo’un stopperi 2 metre, ayni topa egilerek mudahele ediyor. DCnin sol bek tek sag ayakli bir halterciye benziyordu. Chicago’nun Meksikali kaptani MLS’de $2.5M la en cok ikinci parayi alan oyuncu. Sergen’in iki misli gobeklisi agir pis bir herif. Faul yapilinca yerlerde debelenip 10 dakika hakeme sikeyet ediyor. Huyunu bilen seyircilerde her defasinda yuhaliyordu. Sonunda DC 5-0 kaybedecegi maci 2-0 da tutabildi. Chicago kaptani 30 metreden Sergen misali 90a takti. Bu herifi daha once Tvde (veya canli) seyretmisligim var.

Benim icin macdan daha onemlisi United’in VW ile yaptigi yeni sponsorluk anlasmasinin ilk gunu olmasiydi. Dunden itibaren formalarda VW amblemi tasinacak. Gunun onemi dolayisi ile macdan once disarda cadirlar kurup milleti yedirip icirmisler. Disarida ve icerde yeni arabalarini taktim edip millete hediyeler dagitiyorlardi. Park yerlerini bir gun icin bedava (normalde $12) onumuzdeki maclar icin VW kullananlara bedava yapmislar. Macin billetlerini beles aldigim icin bir masraf benzin parasinda kaldi. Stadyum alel acele VW pankartlariyla suslenmisti. Gazete yanlis hatirlamiyorsam yilda $2M yani Gallardo’nun masrafina anlasmislar. Takim su anda lig sonuncusu.
Alpay Dedeoglu
Posts: 1923
Joined: Wed Oct 23, 2002 4:14 pm

Post by Alpay Dedeoglu »

Hani film estivallerinde ''En iyi ilk film'' yada ''En iyi cikis '' alan gibi oduller var. Bence bu yazida en iyi ilk yazilardan bir tanesi. Birikimi olan fakat burayi takip ettigi halde uzun sure yazmayip sonra yazmaya baslayan arkadaslarin yazilari iyi oluyor. Isten gucten bilgisel olarak artik captan dusmeye baslayan biz eskimis forum katilanlarindan sonra yeni bir kan ve gorus acisi getiriyor bu yazilar.

Tabii LAtin Amerika ligleriyle ilgili aktardiklarina birsey diyemeyecegim cunku bilmiyorum ama ama benimde fikirsel olarak yazdiklarina bir itirazim olacak.

Birincisi bence kaliteli genclestirme butun hızıyla surmeli. Harikalar yaratan Manchester'a bakin, Gigs var , gerisi 1-2 yillik gencler. Ha keza gene gecen yillarin Liverpoolu genclerle takimdaslikla SL'de basarili oldu. Bence o kadar oturmus , olgun futbolcular almak yerine kadronun beraber olgunlasmasi daha iyi birsey. Isin ekonomik avantajini gectim, takimsal butunluk avantaji her zaman daha onemli. Kaliteli olgun oyuncular icin mali acidan ortalam Ingiliz veya Ispanyol takimlarinin gerisindeyiz mali olarak. Yani bu yontemle hic birzaman rekabet edemezsiniz, ki yabanci olgun oyuncu daha cok para istiyor. Yani FB'nin taktigi ''Kac paaysa veriyhim sampiyonlugu satin alayim'' olmuyor, ortaya ruhsuz lejyoner birligi cikiyor. Zaten takimda 1 -2 agbi var, olgun oyuncu (mesela kale disinda) su durumda alinmasini istemem.

Guney Amerikadan alinacak futbolcu icin genc, kondisyonlu, kuvvetli ve disiplinli olanlari secilmeli. Zaten en kazmasinin bile teknigi iyi. Pinto, Carusca vs.. gibi denemeler bu yuzden basarili olmadi. Bir yerde okumustum Avrupalilar Brezilyadan futbolcu secerken guneyini tercih ediyorlarmis.(Ters yarımkure , Avruoanin kuzeyi gibi dusunun)




İzzet Kılıç wrote:
Mehmet Gorgen wrote:
Murat Biricik wrote:Sevgili Gorgen,
08-09 basligina yazdim. Benim transfer listemde tek istedigim eleman kaleci Canizares. Buna ek Song giderse, Hyypia yada Ayala gibi tecrubeli bir stoper. Savunmamiza altyapidan ekleyebilecegimiz Ates ve Semih gibi genc potansiyel elemanlar varken, yabanci stoperin genc yada gelecek vaad etmesi benim icin ikinci planda kaliyor. Daha cok tecrube ve bilgisini paylasabilcek, defansi cekip cevirecek bir eleman ariyorum.

Yukarida yazdiklarim bir kenara, ayagimizi yorganimiza gore uzatacagimiz varsayimi ile, kaleci konusunda biraz yardim ve oneride bulunabilirmisin? Buna ilave bizim genc defansi toplayabilecek, ayaga top yapabilen ve alabilecegimiz genc stoper adaylari sence kimler?
Abicim bana kalırsa transfer edilirse çok faydalı olacağını düşündüğüm isimleri forumda Şubat ayında yayınlamıştım Tekrar buraya asayım.

Image

Kaleci olarak River'ın kalecisi Carrizo da iyi.





Listedeki futbolcuların, kalitesine ve genç olmalarına kimsenin bir diyecek lafı olmaz sanırım. Ama, şu anda Galatasaray takımının kimyasını da düşünürsek, ben yabancı oyuncu tercihlerinde biraz daha tecrübeli, bizi Şampiyonlar Liginde taşıyabilecek, genç oyunculara liderlik edebilecek oyunculara yönelinmesi taraftarıyım.Arda Turan, Aydın Yılmaz, Hakan Balta, Barış Özbek, Uğur Uçar, Emre Güngör, Servet Çetin ( bir savunma oyuncusu olarak hala yaşı genç), Mehmet Topal, Serkan Çalık gibi gençlerimiz ve kiradan dönecek Oğuz, Erkan gibi isimleri düşündüğümüzde bence bu takıma, daha tecrübeli oyuncular alınması gerektiğini düşünmekteyim.

Gervinho, Ederson, Vagner gibi kaliteli gençleri alıp, onları daha iyi bir fiyata pazarlamak ve yararlanmak tabii ki, çoğu zamandır Galatasaray taraftarının özlem duyduğu bir olay. Ancak, bir gerçek var, o da son yıllardaki futbol pazarını da düşündüğümüzde, artık Arjantin ve Brezilya kulüplerinin de gözlerinin açıldığını ve genç yetenekli futbolcularını az buz fiyatlara kaptırmadığını da düşünmeliyiz. Yani bu oyuncuları alıp getirmek artık eskisi kadar kolay değil. Klubü Renato Augusto için kapıyı direkt 30 Milyon Avro'dan açabiliyor. Keza Lulinha'da öyle. Yani bu tarz oyuncuları, artık sadece çok büyük klupler alabiliyor. Ya da ellerinde maddi güçleri olan, Ukrayna ve Rusya'daki patronları zengin klüpler. Bugün Fenerbahçe'nin bile elinde çok büyük finans kaynağı olduğu söyleniyor, ancak bu bile Avrupa'nın çok gerisinde kalmakta.

Keza bu oyuncuları alıp, parlatmak, verim sağlamakta kolay değil. İyi bir sistemle, önlerinde örnek alabilecekleri, onları yetiştirebilecek teknik direktör ve tecrübeli oyuncular ile bu mümkün. Bizim elimizde ise şu anda bu tarz bir oyuncu yok.

Bizim elimizde ise zaten parlatabileceğimiz, vizyon yaptırabileceğimiz genç oyuncular mevcut. Biz kendi değerlerimizin değerini bilmezken, başka oyuncuları alıpta değerlendirebileceğimizi hiç sanmıyorum. Bugün bir Carrusca örneği ortada. Tevez ile birlikte 2003 Avrupa Gençler Şampiyonasında Arjantin Kadrosundaydı bu çocuk. Estudiantes'te 50'nin üzerinde asist yaptı. O takımın yıldızı Carrusca ve Sosa idi. Sosa şimdi Bayern'de. Carrusca nerede ? Biz ancak Hagi, Popescu, Nonda, Linderoth gibi oyunculara yönelebiliriz ve yönelmeliyizde.

Önerdiğiniz futbolcular hakkındaki fikirlerime gelince ;


Mandanda bende hala soru işaretleri bırakıyor. Ve kale mevki gerçekten tecrübeli isimler isteyen bir mevki olduğu için Mandanda'nın bir sezonluk performansı benim için yeterli değil. Ayreten Marsilya'nın göndereceğini hiç sanmıyorum. Yine tecrübe isteyen bir mevki olmasından yola çıkarak, Felipe'yi hiç tercih etmem. Benim elimde zaten Aykut ve Fırat varken, gidipte 23 yaşındaki Brezilya'lıyı kadroma almam. Ama açık söylemek gerekirse reflekslerini ve oyun kurmasını bende beğeniyorum.

Sağ beke illa bir Brezilya'lı almam gerekirse Cruzeiro'lu Jonathon'u alırım. Kesinlikle Mouro'dan daha iyi. Özellikle atak oynayan takımlar için.

Udinese'li Zapata'nın bonservis bedelinin çift rakamlı hanelere ulaşabileceğini tahmin ediyorum. Ayrıca, yine stoperde oynaması gereken yada alınması gereken yabancı oyuncunun daha tecrübeli, geriden oyunu iyi kuran ve yönlendiren biri olması gerektiğini düşünüyorum. Eğer bu olmaz ise, zaten elimizde yeteri kadar genç oyuncu var savunmada. Gidip birde Zapata'ya para dökmek yersiz. Yine Thiago Silva'da öyle. Daha yaşı çok genç. Ben Cruziero'daki Heleno'yu da beğeniyorum ama cesaret edip Galatasaray'a almazdım. Bir yada iki sene daha izlemekte fayda var. Tabii işin birde mali boyutu var.

Vargas için devre arasında Valencia haberleri geçmişti. Bu aralar Real Madrid haberleri var. Ama Heinze, Marcelo ve Drenthe varken Real'in bu transfere girişeceğini sanmıyorum. Artık eski Real yok çünkü. Gayet akılcı adımlar atan bir Real var. Ama yine de Vargas büyük bir takıma gidecektir. Bu Roma olur, Valencia olur, bilemiyorum.

Boanonette için belirttiğiniz bir fiyat olayı mevcut. Doğrudur. River Plate'in bu üstün yetenekli oyuncusunu bırakın onbeş milyon avroyu, yirmiden aşağıya bırakacağını sanmıyorum. Nitekim, Udinese'nin River'a kiraladığı ve bonservis bedeli 20 Milyon Avro olarak gösterilen Alexis Sanchez'den çok daha fazla kendini gösterdi. Bu fiyat olayı bence Gervinho, Ederson ve Vagner içinde geçerli olacaktır.

Vagner'e ayrı bir parantez açmak istiyorum. Kendisini son dönemlerde iki maçta izledim. Tam hayal kırıklığına uğrayacaktım ki, Boca maçının ikinci yarısı öyle bir futbol oynadı ki. Cruzerio'da oynadığı zaman Alex De Souza'nın tıpkısı. Zaten attığı golü anlatmaya gerek yok. Mutlaka paylaşım sitelerine düşmüştür. Ancak bu adam solda oynar, çift ön libero ile, forvet arkası oynar. Çok muhteşem bir sol ayağı var. Ama biraz fizik kondisyonunu geliştirmesi gerekiyor. Bazen sert savunmada oyundan hemen kopuyor. Aynı şeyler Guilherme içinde geçerli. Bir forvet oyuncusu olarak çok zayıf ve kısa boylu. Top alamayınca öyle kalıyor. Halbuki driplingleri ile iyi olan bir oyuncu, eğer top sıkışır ve orta sahadan çıkmıyor hale gelirse, biraz yaklaşıp, topu alarak ceza sahasına taşıması gerekir. Guilherme, daha çok kontratak oynayan takımların ihtiyacı olan tarzda bir forvet oyuncusu.

Luis Garcia'yı alma ihtimalimiz olduğunu düşünmüyorum. Espanyol'da harika işler yaparken, tutupta bir maceraya atılmaz. Ülkemize gelen İspanyol oyuncuların durumunu da göz önüne alırsak. Zaten, o gelmek istese bile Espanyol kolay kolay bırakmaz.

Melo'yu çok beğeniyorum. Ancak Amauri'den doğacak boşluğu dolduracak haberleri var. İmza bile atıldı diye duydum. Yine de henüz doğrulanmadı tam olarak. Bu aralar birde Amauri kalacak haberleri çıktı. Ama bu haberler Palermo'nun tok satıcı gibi davranmaya çalışmasından ve fiyat arttırma politikasında olsa gerek.

Kranjar'ın vasat olduğu düşüncenize de katılmıyorum. Kranjar, yıldızlar topluluğu Porsmouth'da Muntari ile birlikte en çok verim veren isim bu sezon. Ama Modric'in abartıldığı doğru. Bu noktada Modric'in fiyatına değilde, bizim niye oyuncularımıza bu tür piyasa yaptıramadığımızı sormak gerek.

Ha bana sorarsanız, kimleri alalım diye ;

Eksiklerimiz belli. Eğer Uğur Uçar ile devam edeceksek, mutlaka yerli bir alternatif yada Uğur'un önünde izleyerek örnek alabileceği kaliteli bir yabancı, şampiyonlar liginde gerçekten başarılı olmak istiyorsak, hava hakimiyeti ve ceza alanı kontrolü gibi konularda eksik kalan Aykut'un yerine tecrübeli, kaliteli bir yabancı, sağ kanada ya iyi bir kanat oyuncusu, yada Lincoln ve çift forvet oynanacaksa, hem kanatta hem içte oynayabilme özelliği olan ( önerdiğiniz Emana gibi ) tecrübeli bir oyuncu gerekiyor ilk başta. Sonrasında ise top sürebilen, gol vuruşları iyi kaliteli bir forvet.

Diğer mevkiler için zaten kazanabileceğimiz, bize yararı olabilecek bir çok genç oyuncumuz mevcut. Gerçekten herkesin gıpta ile baktığı iyi bir altyapımız ve gerek maddi şartlardan gerekse tarihten alınan derslerden dolayı, genç oyuncularımıza daha çok önem veren bir kulüp yapımız var.

Gerekli mevkilere, kaleye Jaaskelainen yada Isaaksson, orta sahaya Edison Mendez, sağ beke Chimbonda yada Seitaridis, forvete ise Igor Budan, sağ kanada Wilhelmsson...

Hepsi de, kaliteli, tecrübeli, kulüplerinde gözden düşmüş oyuncular. Edison Mendez ise tam bizim ihtiyaç duyduğumuz, alternatifi bol, liderlik yapabilecek, hırsı ile takım kimyasına uygun, şampiyonlar ligi tecrübesi çok olan bir isim. Orta sahada hem hırsı ile hemde attığı şutlar ile dikkat çekti hep PSV'de. Yaşı artık 29-30. Bu sene PSV'de, şampiyonlar liginde gelen başarısızlık sonucu revizyona gidecek.

Jaaskelainen, çok rahat bizim kalemizi üç sene boyunca koruyabilecek yetenekte ve tecrübeli bir kaleci. Bolton'dan ayrılacak. Menajeride geçenlerde bunu doğruladı. Ayrıca Isaaksson'da henüz yaşı 26 olmasına rağmen çok tecrübeli. Milli takım ile iki büyük turnuva gördü. Ayrıca atak oynayan Rennes'te parladı. Bizim yapımıza uygun. Çünkü ön sezileri ve ceza alanı kontrolü mükemmel. Fiyatı da uygun.

Chimbonda, Wigan'da gösterdiği inanılmaz performansı sonrası Tottenham'a transfer olmuştu. Ancak son dönemlerde mutsuz. Sol kanatta oynatılıyor. Gözden düşmek üzere. Müthiş bir sağ bek ve çok tecrübeli. Yaşı da çok uygun.

Igor Budan...Geçen sezon Adnan Sezgin çok almak istemişti..Ancak geçen sezon attığı goller ile piyasasını çok yükseltti. Geçen sezon olmadı. Ancak bu sezon tam zamanı. O teknik orta sahaya sahip Hırvat milli takımında Euro 2008'de müthiş bir patlama yapabilir. Bence hemen değerlendirilmeli. Geçenlerde Budan'ın menajeri Lazio ve Roma'dan teklif olduğunu söylemişti. Ancak forvetsiz oyunu tercih eden Spaletti ve artık çöküşte olan Lazio yerine, şampiyonlar liginde oynayacak Galatasaray'ı tercih edebilir. Takımın ihtiyaç duyduğu, sprinter tarzda ve kaliteli gol vuruşları olan bir forvet.

Bu isimlerin hiç biri takımla aralarında maddi uçurum yaratmayacak isimler ayrıca. Bu yönü de gerçekten iyi düşünmek gerekiyor.

Başta değerli fikirlerini okumaktan zevk aldığım Mehmet Görgen'de ve burada gördüğüm kadarıyla gerçekten kaliteli bir forumun oluşmasında katkı sağlayan tüm arkadaşlarıma saygılar sunuyorum.
NO ADNANS, NO CRY !!
İzzet Kılıç
Posts: 11
Joined: Mon Jul 30, 2007 2:32 pm
Location: Ankara
Contact:

Post by İzzet Kılıç »

Alpay Dedeoglu wrote:Hani film estivallerinde ''En iyi ilk film'' yada ''En iyi cikis '' alan gibi oduller var. Bence bu yazida en iyi ilk yazilardan bir tanesi. Birikimi olan fakat burayi takip ettigi halde uzun sure yazmayip sonra yazmaya baslayan arkadaslarin yazilari iyi oluyor. Isten gucten bilgisel olarak artik captan dusmeye baslayan biz eskimis forum katilanlarindan sonra yeni bir kan ve gorus acisi getiriyor bu yazilar.

Tabii LAtin Amerika ligleriyle ilgili aktardiklarina birsey diyemeyecegim cunku bilmiyorum ama ama benimde fikirsel olarak yazdiklarina bir itirazim olacak.

Birincisi bence kaliteli genclestirme butun hızıyla surmeli. Harikalar yaratan Manchester'a bakin, Gigs var , gerisi 1-2 yillik gencler. Ha keza gene gecen yillarin Liverpoolu genclerle takimdaslikla SL'de basarili oldu. Bence o kadar oturmus , olgun futbolcular almak yerine kadronun beraber olgunlasmasi daha iyi birsey. Isin ekonomik avantajini gectim, takimsal butunluk avantaji her zaman daha onemli. Kaliteli olgun oyuncular icin mali acidan ortalam Ingiliz veya Ispanyol takimlarinin gerisindeyiz mali olarak. Yani bu yontemle hic birzaman rekabet edemezsiniz, ki yabanci olgun oyuncu daha cok para istiyor. Yani FB'nin taktigi ''Kac paaysa veriyhim sampiyonlugu satin alayim'' olmuyor, ortaya ruhsuz lejyoner birligi cikiyor. Zaten takimda 1 -2 agbi var, olgun oyuncu (mesela kale disinda) su durumda alinmasini istemem.

Guney Amerikadan alinacak futbolcu icin genc, kondisyonlu, kuvvetli ve disiplinli olanlari secilmeli. Zaten en kazmasinin bile teknigi iyi. Pinto, Carusca vs.. gibi denemeler bu yuzden basarili olmadi. Bir yerde okumustum Avrupalilar Brezilyadan futbolcu secerken guneyini tercih ediyorlarmis.(Ters yarımkure , Avruoanin kuzeyi gibi dusunun)

Öncelikle görüşleriniz ve eleştirileriniz için teşekkür ederim.

Tabii ki, Avrupa da şu anda başarılı olan takımların kimyasına bakarak, artık başarının nasıl geldiğini bir nebze göz önüne alarak değerlendirme yapabilir, kendi takımımıza da modern olarak alabiliriz. Tabii ki, her klübun olduğu gibi, bizimde tarihimizde örnek alacak başarılarımız mevcut. Şampiyon Klupler Kupasında, Şampiyonlar Liginde ve Uefa Kupasında olduğu gibi...

Birincisi, artık forma satışına yönelik, gündem yaratacak transferlerden kaçınıyor klüpler. Bence Milan'ın bile bu aralar Ronaldinho'yu almaktan vazgeçecek gibi olmaları buna işaret. Real Madrid ne yapıyordu ? Kah ezeli rakibinden kapıyor, kah Avrupa'dan para akıtarak, forma satışına yönelik transferler yapıyor, takım kimyasını düşünmüyordu. Bu bir aralar öyle sıklaştı ki, artık başarısızlık kaçınılmaz oldu. Her ne kadar son Classico'da Real Madrid futbolu ile sempati duyduğum Barcelona'yı ezsede, aynı maçı ben üç sene önce Barnebou'da izlemiştim. Hemde ters etki ile. Bu saatten sonra Real Madrid'in artık kafası ermeye başladı. Daha genç, başarıya aç, takım oyununa ve günümüz futboluna uygun futbolcular transfer etmeye başladılar. Gençleri, parladıktan sonra direkt büyük bonservis bedelleri ile transfer etmek yerine, Güney Amerika'ya ellerini atmaya başladı, oradaki yetenekli oyuncuları kadrolarına katmaya başladılar. Yine onlara gereken başarıya aç bir teknik direktördü. Bu yüzden kısa vadede üzerlerindeki ölü toprağı atabilecek Capello'yu bile şampiyon yaptıktan sonra gönderdiler. Takımlarında fazla ücret alan ve yaşı gelmiş geçmiş oyunculara yol verdiler. Pepe, Diarra, Fernando Gago, Marcelo, Robben, Drenthe, Higuain, Sneijder gibi oyunculara yatırım yaparak, hem geleceklerini kurtardılar, hemde açık ara şampiyonluğa ulaştılar Schuster takviyesi ile. Ancak bu oyuncuları, Salgado, Cannavaro, Raul, Guti gibi tecrübeli oyuncular ile takviye etmeyi ihmal etmediler.

Şimdi Barcelona üç sene önceki durumda. Ve aynı tarz bir yol izleyecekleirni, takımın başına Guardiola'yı getirmeyi istemelerinden yola çıkarak anlayabiliriz. Barcelona İspanya'da Sevilla ile beraber en iyi alt yapıya sahip takımlardan. Ellerindeki bu değeri kullanabilecek, değerlendirebilecek bir teknik direktöre yöneldiler. Her ne kadar büyük bir risk olsa da, çok olumlu bir karar.

Sizinde örneğini verdiğiniz, Van Der Sar, Nevile, Scholes, Giggs, Ferdinand gibi tecrübeli, Ronaldo, Tevez, Anderson, Nani gibi genç kaliteli, Hargreaves, Park, Vidic, Carrick gibi mücadeleci oyuncuların desteklendiği Manchester United'in politikasını rahatça gözlemleyebiliriz.

Yine Milan'ın yaşlı kadrosunu ve özellikle Şampiyonlar Liginde gelen başarı sonrası, aldandıklarını, takımı yavaş yavaş revize edemediklerini ve ilk 11'in neredeyse tamamının otuz yaşını geçmiş oyunculardan kurulu olduğu bir zamana denk geldiklerini, tabiri caizse, sudan çıkmış balığa dönerek, bu sene büyük bir revizyona gideceklerini, ancak bu konuda çok geç kaldıklarını, bunun sıkıntısını çekeceklerini söylemek mümkün.

Şimdi ben kendi açımdan şöyle bakıyorum...

Bizim sınırlı sayıda yabancı oynatma hakkımız var. Ancak alt yapıda, gerçekten iyi işleyen bir düzenimiz, kaliteli yeteneklerimiz var. İşin bir diğer yanından bakarsak, eğer sadece bir ülke yada bölge üzerine kurulmuş bir sistem yaratmazsanız ( Mesela bir İskandinav, Brezilya, Arjantin gibi ) getirdiğiniz genç ve yabancı oyunculardan yeteri kadar verim almanız gerçekten çok zor. Çünkü şu anda şu kadroya bir Arjantinli oyuncu alacak olursanız, ( mesela çok var, adı geçti, çok zor ihtimal ama Buanonette diyelim ), o oyuncu genç yaşında büyük bir kültür ve futbol farkına girecek, kendini takımda yalnız hissedecektir. Ancak siz takımın başına getirirsiniz Hector Cuper'i, bir kaç tecrübeli Arjantin'li oyuncu alırsınız ( mesela Sorin, D'Alessandro, Ayala ) o zaman bu sisteme ve takım dizilişine katkıda bulunabilecek genç ve yetenekli Arjantinli oyuncuları getirip fayda sağlamanız söz konusu.

Şu anda takımın kimyasına bakıyorum. Bir İsveçli, bir Kongolu, bir Kamerunlu, bir Brezilyalı, bir Arjantinli, bir Cezayirli, bir Gana'lı görüyorum. Bize bu noktada mesela en yakın sistem, Avrupa'da gözden düşen ve bize yararlı olabilecek İskandinav oyuncuları düşündüğümde, İsveç ve İskandinav sistemi olarak gözüküyor.

Linderoth'un yanına İsaaksson, Wilhelmsson, Krouldrup, Forrsell gibi yaşları çok büyük olmasa da, yetenekli ve tecrübeli oyuncuları getirip bu sistemi kurduktan sonra bu takıma ekstradan kazandırabileceğiniz Sebastian Larsson ve Marcus Berg gibi isimler size hem başarı getirir hemde orta vadede maddi kazanç.

Yine de önümüzdeki sezonda bu tarz bir yapılanmaya gidilebileceğini sanmıyorum. O yüzden önüme bakıpta düşündüğümde, bu takımın Uefa Kupası kazanılan seneden çok daha büyük bir potansiyele sahip olduğunu ancak takımda lider hüviyetinde, öğretici özellikte de görev yapabilecek yabancı oyuncularda eksiklik görüyorum.

Yine bu nokta da, bizi başarıya temelde götürebilecek, kazanç sağlatabilecek, Galatasaray'ın alt yapısından yetişmiş, kulübün değerlerini ve isteklerini bile, o formanın kalitesini göz ardı etmeden, tüm ihtiyaçları karşılayabilmek için varını yoğunu ortaya koyması gerektiği şekilde bilinçlendirilmiş yetenekli Türk oyuncular olduğunu düşünmekteyim.

Tabii ki, bu yetenekli gençler, Türkiye içinden yada büyük bir potansiyel mevcut olan Almanya'dan Türkiye kökenli oyuncular ile takviye edilebilir. Yurt içinden Yaser Yıldız, Gökhan Emreciksin, Murat Ceylan, Serkan Atak, İbrahim Şahin gibi oyuncular, yurt dışından Zafer Yelen, Alparslan Erdem vb gibi oyuncular bunlara bir kaç örnektir.

Bakınız bugün bir Arda için hemen menajerler devreye girmiş, Barış ve Sabri'ye görücüler gelmiş, Mehmet Topal ve Servet takip edilen futbolcular arasına girmiştir.

Muhakkak ki, kaliteli ve yabancı oyuncular açısından Avrupa'nın lokomotif ligleri ile yarışmamız söz konusu olamaz. Zaten önerilerimi ve düşüncelerimi sıralarken bu kriterleri de göz önünde bulundurdum. Bu noktada Barcelona'dan ayrılacak ve bizde bir nebze Hagi-Popescu etkisi yaratabilecek Deco-Edmilson örneğinden uzak durdum. Her ne kadar bonservis bedelleri olmasa yada düşükte olsa, alacakları ücret açısından takımda dengeleri bozabilecek oyuncular.

O yüzden, yaşları daha uygun, Avrupa'da gerek belli bir istikrarı yakalamış ( Mendez ), gerekse son dönemlerde gözden düşmüş ( Isaaksson, Jaaskelainen, Chimbonda, Seitaridis ) ve yine gol bölgelerinde ihtiyaç duyduğumuz, seri, kuvvetli, ve gol becerisi olan kulübü küme düşebilecek oyunculara ( Budan ) yöneldim. Çünkü, bonservis bedeli yüzünden, Avrupa'nın diğer kulüpleri ile baş edemeyeceğimizi düşündüğüm Saviola'ya yönelmedim.

Bende kendi kafamdan şöyle bir tablo yaptım.



Image

Ama hala eksiklikler mevcut tabii ki.

* Necati Ateş olmaz ise, forvet olarak Yaser, 10 numara alternatifi olarak Zafer Yelen kadroda bulundurulmalı...
* Aydın, Hasan Şaş ve açık oynayabilecek Mendez'i düşündüğümüzde, forvette Nonda-Ümit-Budan-Necati(Yaser) alternatiflerinide göze alarak, Serkan Çalık daha fazla forma şansı bulabileceği DOĞRU bir takıma kiraya verilebilir...
* Yine Necati'nin olamaması sebebiyle, Yaser ve Zafer alınırsa, kadro şişkinliği olmaması açısından Özgürcan ve Oğuz kiraya verilebilir...
* Savunmada Emre-Servet-Aşık üçlüsünü düşünerek, bu futbolcuların artık Song kadar verim verebilecek kapasitede olduğunu ve gönderilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Ancak yine de bir kişi eksik kalıyor. Bu boşluk artı olarak oturabilecek, yaşı genç bir yabancı olabilir, yada yurt içinden Ediz, Burak, Bekir gibi alternatifler üzerinde durulabilir...
* Eğer savunmadaki dördüncü oyuncu yerli olarak kullanılacaksa, geri kalan artı yabancı tercihi, sol iç ve açık olarak oynayabilecek bir oyuncu ile doldurulabilir...Aydın'ın solda dış olarakta oynayabileceğini düşünürsek, direkt Ayhan tarzında yine mücadeleci ve sol ayağını daha fazla kullanan bir oyuncu düşünülebilir. ( River'da ki Abelairas gibi )
* Nonda'nın daha formda olduğu dönemde, Nonda-Budan tercihi düşünülerek, yabancı kontenjanı da göz önüne alındığında, Linderoth kesilerek yerine Topal oynatılabilir. Yine Topal'ın formda olduğu dönemler mutlaka forma adeletli bir şekilde dağıtılmalıdır.
* Takımda lider hüviyetindeki oyuncular olarak, Ümit Karan, Hasan, Ayhan, Servet değerlendirilmelidir...
* Savunmaya, gerçekten daha tecrübeli ve oyunu geriden kurabilecek iyi bir stoper alınmasının düşünülmesi halinde, yabancı kontenjanını göz önüne aldığımızda bence Uğur Uçar'a güvenilerek, yurt içinden de ona alternatif ( Erkan, Orhan, Abdurrahman) gibi alternatifler yaratılmak sureti ile o bölge değerlendirilebilir.



Saygılar sunuyorum....
Mehmet Gorgen
Staff Member
Posts: 6562
Joined: Tue Oct 22, 2002 9:19 pm
Location: Bakirkoy-Ist
Contact:

Post by Mehmet Gorgen »

Sevgili İzzet bey, Önce yorumlarınız için teşekkürler.

İlk önce benim transfer listesi diye her sene yayınladığım husus ki ben bunları genelde sezon bitmeden gazeteler transfer yalanlarını ve isimlerini zikretmeden çok önce buraya asmaya çalışırım. Genelde takip ettiğim isimler ise avrupada büyük takımlarda oynayan oyuncular değil de mütevazi takımlarda oynayan ve güney amerika liglerinde oynayan oyuncular.

Bu yüzden mümkün olduğu kadar bu liglerden oyuncu almanın zorluğunu bildiğimden bu liglerde yeni parlamaya başlayan isimleri yazmaya çalışıyorum.Ederson, Gervinho bu sene parlamaya başladı..Yoksa bu gibi oyuncuları lyon gibi bir takım aldıktan sonra benim bu oyuncuyu alalım demem biraz abes olur gibime geliyor.

Chimbonda, igor budan da bence de iyi oyuncular fakat bunları avrupa futbolunu takip edenler az çok bilirler.

Carrizo'nun 1-2 maçta basit goller yediğine bende şahit oldum. Fakat isakson'un yediği goller ile karşılaştırdığımda çok hafif kalır.

Büyük takımlarda forma giyemeyen yedek kalan oyuncuları alalım demek bir maharet olmasa gerek.
İzzet Kılıç
Posts: 11
Joined: Mon Jul 30, 2007 2:32 pm
Location: Ankara
Contact:

Post by İzzet Kılıç »

Sayın Mehmet Görgen ;

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki ; kesinlikle ve kesinlikle Carrizo kötü kalecidir demek istemedim ben hiç bir yerde. Zaten Arjantin Ligini de çok yakından takip ettiğim için, Carrizo'nun kalitesini biliyorum.

Daha önce de belirttiğim üzere, çalışmalarınızı takdire şayan buluyorum. Ve büyük bir merakla okuyor, inceliyorum. Sizin gibi bilgili ve bu konuda kültürlü insanlar ne kadar çoğalırsa, futbola olan ilginin, ülkemizde zaman zaman yozlaşan taraftar profili de bir o kadar düzelecektir.

Kesinlikle, takip ettiğiniz, listenizde belirttiğiniz oyuncular kaliteli, genç ve gerçekten ileride yada daha dar bir ifade ile bir kaç sene içerisinde Avrupa'da, bazılarını çok büyük takımlarda bazılarını ise daha mütevazi takımlarda sükse yaparken izleyebileceğimizden eminim.

Ancak benim sizinle görüş ayrılığı yaşadığım kısım, bu futbolcuların kalitesi değil, Galatasaray Futbol Takımının şu anki bütün kimyasını da göz önüne aldığımda, bu futbolcuların transfer politikamıza uygun olmadığıdır.
Büyük takımlarda forma giyemeyen yedek kalan oyuncuları alalım demek bir maharet olmasa gerek.
Tabii ki, büyük takımlarda forma bulmakta zorlanan, ya da ayrılmak üzere olan, örnek vermek gerekirse, Saviola, Deco, Edmilson, gibi oyuncuları önermek, bunların Galatasaray'a yararlı olabileceğini söylemek maharet değildir.

Ben, gelecek sezon oluşabilecek transfer politikasında kendi düşüncelerimi şekillendirmeden önce, önce kendi takım kimyamıza bakar, alınan ücretleri değerlendirir, kulübün mali koşullarını göz önüne alır, ihtiyaç duyabileceğimiz bölgeleri çıkartır, yaş-tecrübe dengesini göz ardı etmeden fikirlerimi olgunlaştırmaya çalışırım.

Benim daha önceki yazılarımda belirtmek istediğim, özellikle yaş - tecrübe dengesi benim fikirlerimde bu sezon daha çok ön plana çıkmıştır. Mesela ben şu anda İtalya'nın Milano kentinde konaklayan, fanatik bir Milan taraftarı olsam, kesinlikle yaş olarak daha genç tecrübeli oyuncular ararım. Fiyat konusunu göz ardı etme lüksüm olur. Neden ? Fiyat konusunda bir neden göstermek zaten saçma olur. Ancak dört senedir Şampiyon olamayan Milan takımı, Şampiyonlar Liginde gelen başarı ile sorunların üzerini biraz örtmüş, takımı gençleştirmekte ve bu yönde en azından yavaş yavaş bir devri daim yapmak yerine aynı takımla sürekli başarı aramaya çalışmıştır. Sonunda da elde kala kala, Dida, Cafu, Maldini, Kaladze, Inzaghi, Seedorf, Nesta, Ambrossini gibi oyuncular kalmıştır. Bu da yetmemiş gibi transferde Ronaldo, Emerson gibi oyunculara yönelmişlerdir. Milan takımının daha tecrübe isteyen Şampiyonlar Liginde başarılı olmasının yanında, daha dinamizim ve geniş kadro ihtiyacı duyulan ligde şampiyonluğa dört senedir hasret olmalarının altında yatan temel neden benim kendi acizane fikirlerime göre budur. Başa dönersek Milan takımının ve taraftarının doğal olarak, yapılacak hızlı gençleştirme de yöneleceği isimler mutlaka genç ve başarıya aç olmaları gerekmektedir.

Yukarıda sıraladığım kriterleri, kulübün yapısını ve takımın kimyasını düşündüğümde benim aklıma gelen, durumlarını araştırdığımda bana akıllı ve mantıklı çözümler olarak gelen oyunculardır bunlar. Neden daha tecrübeli oyunculara yönelmemiz gerektiğini zaten bir önceki yazılarımda bir kaç kere dile getirdim.

Elbette Budan, Chimbonda, Mendez, Avrupa Futbolunu çok yakından takip etmeyenler açısından biraz yabancı gelebilir.

Ben tabii ki şu anda sadece takım kimyasını düşündüğümde rahat bir şekilde ve katkı yapacağından emin olduğum, DR pozisyonuna Belletti, MC pozisyonuna Deco, DC / DMC pozisyonuna Edmilson, FC pozisyonuna Ronaldo, Saviola gibi isimler de önerebilirdim. Ancak bunlar maharet değil. Bunları önerirken de, takım içi ücret dengelerini de düşünmek gerekir.

Ancak bir de şunu düşünmek gerekir ki ; aslında bunu bir çok örnekle arttırabilirken ben sadece güncel bir örnekle geçiştirip düşüncelerimi daha iyi anlatmaya çalışacağım.

Estudiantes'te 10 numaralı formaya sahipken, takımın en büyük yıldızıyken, Arjantin Genç Milli takım formalarını giyen Carrusca'nın takımımızdaki hali ortadayken ( ki kesinlikle Carrusca'ya kötü futbolcu demiyorum, ancak sistemsel altyapıyı kurmadan daha önceden belirttiğim gibi Arjantinliyi alıp tek başına getirip, ondan yıldız adayı olmasını beklemek bence büyük bir gaflet ) ; Roma gibi büyük bir klubün kadrosunda istemediği Nonda'nın Türkiye Ligine gelerek yaptığı katkı ortada.

Saygılarımla...
Post Reply