Ali Gursel wrote:Sevgili Ozgur,
Ben nalinci keserini goremedim. Panionios maciyla ilgili elestirim defansif degil son derece kotu oyuna idi benim.
%100 dogru bir mantik demeyecegim ama, (yani "best of both worlds" denilen hesap gavurcada, defansi da, hucumu/oyun kurmayi da daha dengeli yapacak cozumler bulunabilirdi belki ama), dumduz bir mantikla, "takimin ilk yari gol yememek icin oyunu Panionios macindaki gibi kilitlemesi gerekiyor" gibi bir yaklasimda bulunmak cok mu gercek disi? Ve ayni mantik paralelinde, ilk yari gol yenmesi elestiriliyorsa, ilk yarida gol yenmeyen bir dizilisin de, takdir edilmesi, veya en azindan haysiyet sorgulamasi derecesinde elestirilmemesi gerekmez mi? Benim mantigima ters gelen kisimlar orasiydi, Murat Hocamin yaptigi gibi, ya birini elestirmek lazim, ya oburunu. Ikisini birden degil ama...
Kalli konusunda elestirel olup olmamak konusunda ise, ben sene basinda GS onumuzdeki senenin takimini kuruyor, bu sene icin beklentilerimiz yuksek olmasin diyordum. Ama takim iyi basladi, biraz da fikstur yardimiyla one firladik. Ardindan Kalli once bir kriz yonetimi zaafi gosterdi (hatta durdup dururken bir kriz yaratti) etkisini bilemem ama o gun bu gundur ortada Hakan ve Lincoln yok. Ardindan oyuncu ve mevki secimlerinde bence bazilari cok bariz hatalar ve de oyun icinde yerinde mudahele eksiklikleri geldi.
"Kadro disi krizi" olayina (balonuna), (daha once de yazdim) ben medyanin oyununa gelmek diye bakiyorum. ASY'deki 5-1'lik Sion maci, bu "krizin" en sicak oldugu gunlerdeydi, ve olayin merkezindeki iki oyuncumuz takir takir oynamislardi. Hatta takimin o oyunundan sonra, Bayern'e filan sarkmaya baslamistik aramizda. Bu oyuncularimiz, o sicak gunlerde tepki gostermeyip de, simdi mi gosteriyorlar?!? Formsuzluk/sakatlik sanssizligi aciklamalari daha aklima yatiyor. (Lincoln'un sakatliklarinin cok tekrar ediyor olmasi belki sanssizliktan da ote, transfer idaresi eksikligi filan da olabilir, bilemiyorum)...
Elestiri konusunda, yine bu gavurcadaki deyimiyle bir "hindsight 20/20" avantajina sahibiz biz TV TD'leri
(yani, bir olay olup bittikten sonra o konuda daha onceden bilinemeyecek ama gerceklesen olasiliklarin filan biliniyor olmasi, vbg). Yani birseyler denenip de yolunda gitmeyince, hemen "o kotu, X alternatifi daha iyi olurdu" diyebiliyoruz. Bazen cok acik ve bariz oluyor bu alternatifin daha iyi olacagi evet, ve cok yuksek oranda kisi tarafindan kabul goruyor. Ama, Hasan'dan sag-bek olayini ben hala elestiremiyorum mesela. Veya tutup da, IBB macinda Lincoln oynatilmasa, ama mac yine ayni sekilde puan kaybiyla sonuclansa, bu sefer "evet iyi yapti FB maci icin dinlendirerek" mi diyecektik, yoksa, "FB macindan da en fazla 3 puan alinacakti, IBB macindan da" diye, eldeki kozlari kullanmamayi mi elestirecektik?!
Kalli hakkinda cok ciddi bir iki sorunum var. Maalesef yasiyla da ilgili ama Alzheimer oldu falan diye degil. Birinci son 15 senenin sadece bir bucuk senesinde faal hocalik yapmis. Icimizde herkes bir an durup meslegini son 15 senenin 13.5 senesi yapmadigini dusunsun, yarin tekrar yapamaya baslasa acaba nasil olur? meslegiyle ilgili dergilere yazi yazdi konferanslara gitti diye hallolur mu her sey? Ikincisi de bununla alakali, daha once de yazdim, yeni yildizlarin, ozellikle Lincoln tipi adamlarin zamanindan ve ruh halinden cok uzakta olabilir, bu da bize pahaliya patlar. GS her an yeni hoca bulur ama Alman liginde neredeyse bir takimi sampiyonluga tasiyacak ayarda bir oyuncu daha ne zaman bulur bilmiyorum.
...
endiselenmeyelim mi?
TD'lik, en genelinde 2 ana nitelik gerektiriyor denilebilir: 1) Taktik yetenek (kaynaklarin en ideal kullanimi da bunun icinde diye dusunuyorum) 2) Insan yonetimi. Taktik yetenek konusu, evet, TD'ligin, Futbol Endustrisinin ne hizla ilerledigine bagli olarak, pratikten uzak kalindiginda etkilenebilecek bir nitelik. Ama ote yandan da, "Almanya/Brezilya/vs
ekolu" gibi ifadeler de kullaniliyorsa bu endustri icinde, demek ki, mesela bilgisayar teknolojileri kadar hizli ilerleyen bir alan degilmis de denilebilir. Insan idaresi konusu da, yas/kusak farkinin acilmasi paralelinde, giderek zorlanma olasiliginin artacagi bir durum, ona da evet. Ama, yastan cok daha once genel karaktere dayanan bir nitelik o da bence. Mesela, bu tur "yildiz" yonetiminde, yuksek basari gosterebilmis olsaydi, FT Milan basinda cok daha uzun sureler kalabilirdi belki de.
Cok fazla uzattim.. Okuyan olduysa hepsini gozlerine saglik!
Endiselenmeyelim mi? Tabii ki endiselenecegimiz azimsanmayacak sayida sey var (hele de UEFA'da Bordo'nun eline bakiyor olmamiz!
). Ama, takimin 5 maclik cezaya filan da ragmen cok iyi baslamasi, bence hepimizi haddinden fazla havaya soktu, ve her turlu olumsuzlugun beceriksizligin pesine felaket senaryolari yazmaya egilimli hale geldik. Biraz daha olumlu/yapici yaklasilabilir dusuncesindeyim...
***
Deminki yazimda yazacaktim aslinda. Sevgili Mert'in dedigi gibi, sahsen, ben de, ilk once bizden gelmesini bekliyordum boyle olaysiz, yabanci maddesiz bir derbinin. Galibiyetlerinden, ve de bu acidan tebrikler FB'ye.