Ersun Hoca'ya kulak verin
"Ersun Yanal aradı. Uzun uzun sohbet ettik. Konu Galatasaray’ın gençleriydi. Aydın, Ferhat, Oğuz ve Özgürcan’ın müthiş kramponlar olduğunu söyledi. İddialıydı; “Onları bana versinler, sonra birer cevher olarak Galatasaray’a geri gönderirim” diye de ekledi.
Kızabilirsiniz Ersun hocaya... Belki sevmeyebilirsiniz de... Ama işinin ehli bir teknik adam olduğunu inkar edemezsiniz.
Uzun uzun düşünmeye, lafı eveleyip gevelemeye gerek yok. Gerets bu gençlere fazla şans vermeyecek belki de haklı olarak tabii... Şampiyonluğa oynarken “Gençleri kazanayım” diye düşünmesini dar zamanda nasıl bekleyebilirsiniz ki. O zaman; onları Vestel Manisaspor’a vermenin ne zararı olabilir?
Gençler oynamayadıklarında kırılıyorlar... Psikolojileri bozuluyor. Para kazanamıyorlar. Etraflarında son model lüks otomobillerle cirit atan ağabeylerini gördükçe farklı şeyler de düşünüyorlar elbette ceplerine para girmediği için... Kendilerine olan güvenleri de azalıyor.
Bir örnek vereyim...
Arda, Ersun hocanın yanına gitmeden önce yıldız adayıydı; Aydın, Ferhat, Özgürcan ve Oğuz gibi... 335 YTL maaşa talim ediyordu. Gitti; kısa süre içinde yıldız olarak geri döndü; şimdi değerinin 10 milyon dolar olduğu söyleniyor. Hem Galatasaray kazandı, hem de Arda...
Şimdi diğer gençlerin kabahati ne? Neden onlar da kazanmasınlar? Neden onlar da Galatasaray’a kazandırma onurunu yaşamasınlar? Florya’nın bir köşesinde keşfedilmeyi mi beklesinler umutsuzca?
Haydi; Ersun hoca orada... Açmış kollarını bekliyor, “Yıldız adaylarını gönderin, yıldız olarak iade edeyim” diyor.
Daha ne? Ben Ersun hocaya güveniyorum. Siz hâlâ tereddütteyseniz Arda’yı da bir dinlesenize... Bakalım Ersun hoca için o ne diyecek?
-------------------------------------------------------------------------------
Gençlerin babası Terim
Galatasaray’ın altyapısı bir fabrika sanki... Gençleri birer birer futbol arenasına sürüyor... Ben de merak ettim; “Hangi teknik direktör gençlerle daha çok ilgilenmiş, önem vermiş, altyapının bugünlere gelmesinde önemli rol oynamış” araştırayım dedim.
Sordum, soruşturdum. Fatih Terim, Mircea Lucescu, Gheorgeu Hagi ve Erik Gerets’i kıyasladım birbirleriyle...
Sondan başlayayım... Gerets çok ilgili değil. Gençlerin maçlarını fazla izlemiyor. Antrenmanla yetiniyor. Ama Terim’den sonra gençlere takımda en çok yer veren hoca olarak dikkat çekiyor.
Hagi çok maçını izledi gençlerin... Ama Gerets gibi özel olarak ilgilenmedi. Sıkıştıkca yer verdi gençlere; o kadar.
Lucescu hiç ilgilenmedi. Alt yapının kapısından içeri bile girmedi. Gençlerin bir maçını dahi izlemedi. Sıkışsa da gençlere yer vermeyi düşünmedi.
Fatih Terim’e gelince... “Yiğidi öldür, hakkını ver” demişler. Fatih Terim, görevi süresince gençlere kapısını ardına kadar açtı. Bir sezonda ortalama 30 maçlarını izledi. A takım kamptayken, alt yapı binasında sık sık gözlem yaptı. Başta Arda olmak üzere gençlerin hepsi Terim döneminde sivrilen isimlerdi. Yeri geldiğinde bir hoca, yeri geldiğinde ağabey, yeri geldiğinde babaydı onlara. Kimse pay çıkarmasın kendine; lütfen hakkını teslim edin Fatih Terim’e..."
Bahri Havadir'in bugunku yazisinin bir bolumu.
www.aksam.com.tr